Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ZIVANALI SİGARA : Turkish Turkish

ir ucunda kartondan zıvana bulunan sigara

ZIVANASIZ : Turkish Turkish

zıvanası olmayan

ZIVANASIZ : Turkish Turkish

kaçık, delişmen

ZİYA : Turkish Turkish

işık, aydınlık

ZIYA, -I : Turkish Turkish

kaybolma, yitme, kayıp, yitim

ZİYADAR : Turkish Turkish

aydınlık, ışığı bol, parlak

ZİYADE : Turkish Turkish

çok, daha çok

ZİYADE : Turkish Turkish

çoğalma, artma

ZİYADE OLSUN : Turkish Turkish

yemek yemekte bulunanlara ya da yemeğe buyurun diyenlere söylenen bir nezaket sözü

ZİYADELEŞME : Turkish Turkish

ziyadeleşmek eylemi, fazlalaşma

ZİYADELEŞMEK : Turkish Turkish

fazlalaşmak

ZİYADESİYLE : Turkish Turkish

olağandan, gerekenden çok, pek çok, fazlasıyla

ZİYAFET ÇEKMEK ( YA DA VERMEK) : Turkish Turkish

konukları yemekli ağırlamak

ZİYAFET, -Tİ : Turkish Turkish

konukları yemekli eğlenceli ağırlama, şölen, toy

ZİYAN : Turkish Turkish

zarar

ZİYAN ETMEK : Turkish Turkish

yersiz, boş yere harcamak

ZİYAN ETMEK : Turkish Turkish

zarara uğramak

ZİYAN OLMAK : Turkish Turkish

oşuna harcanmak, zarar görmek

ZİYAN ZEBİL OLMAK : Turkish Turkish

oşuna, boş yere harcanmak

ZİYANI YOK! : Turkish Turkish

önemli değil, önemi yok!

ZİYANKÂR : Turkish Turkish

sürekli zarar veren ya da zarar vermeyi huy edinmiş olan

ZİYANKÂRLIK : Turkish Turkish

ziyan verme durumu ya da huyu

ZİYANSIZ : Turkish Turkish

ziyan vermeyen, dokunmaz

ZİYANSIZ : Turkish Turkish

oldukça iyi

ZİYARET ETMEK : Turkish Turkish

irini ya da bir yeri görmeye gitmek