Multilingual Turkish Dictionary

Turkish To Turkish

Turkish To Turkish
(BİR ŞEYİN) YÜZÜ AÇILMAK : Turkish Turkish

güzelliği, parlaklığı ortaya çıkmak

(BİR ŞEYİN) YÜZÜNE HASRET KALMAK : Turkish Turkish

o şeyden yoksun kalmak, mahrum kalmak

(BİR ŞEYİN) ZAMANI GEÇMEK : Turkish Turkish

o şey artık gerekli ve yerinde almaktan çıkmak, gerek kalmamak

(BİR ŞEYİN) ZAMANI GEÇMEK : Turkish Turkish

mevsimi geçmek

(BİR ŞEYİN) ZEVKİNİ ÇIKARMAK : Turkish Turkish

ondan olabildiği kadar zevk sağlamak

(BİR ŞEYİN, BİR KİMSENİN) HASRETİNİ ÇEKMEK : Turkish Turkish

çok özlemek

(BİR ŞEYİN, BİR KİMSENİN) HASRETİNİ ÇEKMEK : Turkish Turkish

gereksindiği halde o şeyi elde edememenin üzüntüsü içinde bulunmak

(BİR SORUN, BİR DURUM) GÜN IŞIĞINA ÇIKMAK : Turkish Turkish

açıklığa kavuşmak, aydınlanmak

(BİR YER YA DA BİR ŞEY) KÜF KOKMAK : Turkish Turkish

kapalı, nemli yerler gibi ağır kokmak

(BİR YER YA DA İŞTE) YABANCILIK ÇEKMEK : Turkish Turkish

(bir iş ya da çevrede) yabancı olmaktan doğan güçlüklere uğramak

(BİR YER) KARINCA YUVASI GİBİ KAYNAMAK : Turkish Turkish

çok kalabalık ve hareketli olmak

(BİR YER) KAZAN (BİRİ) KEPÇE : Turkish Turkish

ir kimsenin, bir yeri iyice araştırdığını anlatır

(BİR YER) MAHŞERE DÖNMEK : Turkish Turkish

çok kalabalıklaşmak

(BİR YER) ÖRÜMCEK BAĞLAMAK : Turkish Turkish

üzerinde örümcek ağı olmak

(BİR YER) ÖRÜMCEK BAĞLAMAK : Turkish Turkish

ir şey, uzun süre kullanılmadan kendi haline bırakılmış olmak

(BİR YER) PAZARYERİNE DÖNMEK : Turkish Turkish

kalabalıklaşmak

(BİR YER) ZİNDAN KESİLMEK : Turkish Turkish

çok karanlık duruma gelmek; 2) çok sıkıcı ve içinde yaşanmaz duruma gelmek

(BİR YER) ZİNDAN OLMAK : Turkish Turkish

yaşanmaz, zevk alınmaz duruma gelmek

(BİR YER, BİR OLAYA) SAHNE OLMAK : Turkish Turkish

ir yerde bir olay geçmek: dumlupınar, kurtuluş savaşı'nın en çetin savaşlarına sahne olmuştur

(BİR YERDE) ÇİNGENE ÇALMAK, KÜRT OYNAMAK : Turkish Turkish

ir yerin herhangi bir bakımdan gürültü ve düzensizlik içinde bulunduğunu anlatır

(BİR YERDE) CİNLER CİRİT OYNAMAK : Turkish Turkish

o yer ıssız olmak

(BİR YERDE) CİRİT ATMAK : Turkish Turkish

(bir yerde) çokça bulunmak ve serbestçe davranmak

(BİR YERDE) ECİNNİLER TOP OYNUYOR : Turkish Turkish

omboş, kimse yok, ıssız ve sessiz

(BİR YERDE) FARELER CİRİT OYNAMAK ( YA DA ATMAK) : Turkish Turkish

ir yerde hiç kimse bulunmamak

(BİR YERDE) GÖZÜNÜ AÇMAK : Turkish Turkish

çevreyi tanımaya başlamak