Multilingual Turkish Dictionary

Turkish To Turkish

Turkish To Turkish
(BİR YERİ) SEL GÖTÜRMEK : Turkish Turkish

çok yağmurdan dolayı bir bölgede, yıllar zor geçilir duruma gelmek

(BİR YERİ) YOL ETMEK : Turkish Turkish

o yere sık sık gitmek

(BİR YERİN) MERİDYEN DÜZLEMİ : Turkish Turkish

iki kutup arasındaki doğru ile o yerin çekül doğrultusunun belirttiği düzlem, öğlen, °nısfınnehar

(BİR YERİN) SUYU MU ÇIKTI? : Turkish Turkish

ne kusurunu gördün?

(BİR YERİN) ÜST BAŞI : Turkish Turkish

yukarı yanı, yukarda olan bölümü

(BİR ZORLUĞUN) ALTINDAN KALKMAK : Turkish Turkish

ir zorluğu yenmek, başarmak

(BİR) ARPA BOYU YOL GİTMEK : Turkish Turkish

pek az ilerlemek

(BİR) DİKİŞ KALDI : Turkish Turkish

az kalsın, nerdeyse, az kaldı

(BİR) KÖŞEYE ÇEKİLMEK : Turkish Turkish

hiçbir işe karışmayarak yaşamak

(BİR) ŞEKLE SOKMAK ( YA DA KOYMAK) : Turkish Turkish

uygun bir biçime girmesini sağlamak

(BİR) ŞEKLE SOKMAK ( YA DA KOYMAK) : Turkish Turkish

herhangi bir biçimde sonuca ulaştırmak

(BİR) TUHAF OLMAK : Turkish Turkish

şaşırmak, ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek

(BİR) YULARI EKSİK : Turkish Turkish

kaba, anlayışsız

(BİRBİRİNE) GİRİŞMEK : Turkish Turkish

irbirine karışmak

(BİRBİRİNE) GİRİŞMEK : Turkish Turkish

kavgaya tutuşmak

(BİRBİRİNE) KATMAK : Turkish Turkish

irbirine düşürmek, aralarını bozmak

(BİRİ : Turkish Turkish

ya da

(BİRİ İÇİN) İYİ SÖYLEMEK : Turkish Turkish

övmek

(BİRİ İÇİN) KÖTÜ SÖYLEMEK : Turkish Turkish

irtakım olumsuz, beğenilmeyen, istenmeyen tutum ve davranışları olduğunu söylemek, kötülemek

(BİRİ İÇİN) YANIP TUTUŞMAK : Turkish Turkish

güçlü bir aşk ile sevmek

(BİRİ İÇİN) YANIP TUTUŞMAK : Turkish Turkish

(bir şeyi) elde etmek için güçlü bir istek duymak ya da elde edemediği birşey için büyük üzüntü duymak

(BİRİ KENDİ) KEYFİNE GİTMEK : Turkish Turkish

isteğine uygun davranmak

(BİRİ KENDİ) ZİHNİNİ KURCALAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi anlamaya, kavramaya çalışmak

(BİRİ ÖTEKİNİN YANINDA) ZEMZEMLE YIKANMIŞ OLMAK : Turkish Turkish

iri, ötekine göre çok iyi nitelikte olmak

(BİRİ YA DA BİR ŞEY) ... GETİRMEK : Turkish Turkish

vermek, yarar sağlamak