Multilingual Turkish Dictionary

Turkish To Turkish

Turkish To Turkish
(BİR İŞ BİRİNİN) VAKİTİNİ ALMAK ( YA DA YEMEK) : Turkish Turkish

epey zaman harcanmasını gerektirmek

(BİR İŞ Kİ) DEĞME KEYFİNE : Turkish Turkish

konuşulan işten çok hoşlanıldığını anlatmak için kullanılır

(BİR İŞ YA DA DURUM) TERSİNE DÖNMEK : Turkish Turkish

eklenildiği, umulduğu gibi gerçekleşmemek, aksi olmak

(BİR İŞ YA DA DURUM) TERSİNE GİTMEK : Turkish Turkish

istenildiği gibi gerçekleşmemek, iyi sonuç vermemek

(BİR İŞ YA DA DURUM) TERSİNE GİTMEK : Turkish Turkish

ir işten ya da bir durumdan hoşlanmamak

(BİR İŞ) GÂVUR ORUCU GİBİ UZAMAK : Turkish Turkish

ir iş gereğinden çok sürmek

(BİR İŞ) KÂĞIT ÜZERİNDE (ÜSTÜNDE) KALMAK : Turkish Turkish

yapılması düşünülmüş olduğu halde yapılmamak

(BİR İŞ) MEDRESEYE DÜŞMEK : Turkish Turkish

içinden çıkılmaz boş tartışmaların konusu olmak

(BİR İŞ) SÜRÜNCEMEDE KALMAK : Turkish Turkish

ir iş sonuçlanıncaya değin boşyere gecikmek, uzamak, askıda kalmak

(BİR İŞ) UYKUDA OLMAK : Turkish Turkish

yürütülmemek, olduğu gibi durmak

(BİR İŞE) DAHİL OLMAK : Turkish Turkish

katılmak, girmek ya da içinde olmak

(BİR İŞE) DÖRT ELLE SARILMAK ( YA DA YAPIŞMAK) : Turkish Turkish

ir işe büyük bir özen ve önem vererek girişmek

(BİR İŞİ) AĞIR ALMAK : Turkish Turkish

herhangi bir düşünceyle bir işte yavaş davranmak

(BİR İŞİ) GÖZÜ YEMEMEK : Turkish Turkish

ir işi yapacak güç ve yeteneği kendinde bulamamak

(BİR İŞİ) OLURUNA BIRAKMAK ( YA DA BAĞLAMAK) : Turkish Turkish

sonucu önemsemeyerek, bir işin yapılabildiği, olabildiği kadarıyla yetinmek

(BİR İŞİ) PAMUK İPLİĞİYLE BAĞLAMAK : Turkish Turkish

etkisi az sürecek bir çare ile geçiştirmek

(BİR İŞİ) PİÇ ETMEK : Turkish Turkish

yapayım derken bozmak, çıkmaza sokmak, boş geçirmek, tadını kaçırmak

(BİR İŞİ) RESMİYETE DÖKMEK : Turkish Turkish

(bir iş ya da durum için) resmi bir yola sokmak, resmi bir nicelik vermek

(BİR İŞİ) SÜRÜNCEMEDE BIRAKMAK : Turkish Turkish

ir işi sonuçlanıncaya değin boş yere geciktirmek, uzatmak

(BİR İŞİ) TATLIYA BAĞLAMAK : Turkish Turkish

kavgalı bir işi gönül hoşluğuyla bitirmek

(BİR İŞİ, BİRİNİN) SÜTÜNE HAVALE ETMEK : Turkish Turkish

o işi, o kimsenin insanlığına, namusuna güvenerek doğru yapmasını beklemek

(BİR İŞİN) ADAMI : Turkish Turkish

(bir işi) ustalıkla yapan

(BİR İŞİN) ALAYINDA OLMAK : Turkish Turkish

işi önemsemeyerek şaka konusu yapmak

(BİR İŞİN) ASLI ASTARI : Turkish Turkish

gerçek şekli, içyüzü

(BİR İŞİN) ÇARESİNE BAKMAK : Turkish Turkish

gerekeni yapmak; çözüm yolu bulmak