English Turkish
CARBONYL : English Turkish
n. metal ve karbon monoksit içeren kimyasal bileşik
CARBORUNDUM : English Turkish
n. zımpara, korindon
CARBOXYL : English Turkish
adj. karboksil, karboksil grubunu ihtiva eden (Kimya)
CARBOXYLASE : English Turkish
n. enzim tipi
CARBOXYLATE : English Turkish
n. karboksilik asitten elde edilen tuz (Kimya)
CARBOXYLATE : English Turkish
v. bir karışıma karboksilat (kimyasal madde) eklemek
CARBOXYLATION : English Turkish
n. bir diğer karışıma bir karboksil grubu (kimyasal madde) eklenmesi
CARBOXYLIC : English Turkish
adj. karboksil grubuna ait (Kimya)
CARBOY : English Turkish
n. damacana (asit), asite dayanıklı kap
CARBS : English Turkish
n. (Argo) karbonhidrat, yüksek karbonhidratlı gıda
CARBUNCLE : English Turkish
n. şirpençe, kızılyara; kan çıbanı, sivilce; lâl taşı, kızıl renk, kızıl renkli ziynet eşyaları
CARBUNCULAR : English Turkish
adj. bir kızıl renkli ziynet eşyası ile alakalı, bir lal taşına benzer (kızıl renkli değerli taş)
CARBURET : English Turkish
v. karbonlamak
CARBURETED : English Turkish
adj. karbonlanmış
CARBURETOR : English Turkish
n. karbüratör
CARBURETOR REPAIR SERVICE : English Turkish
karbüratör tamir servisi, karbüratörlerin tamir edildiği veya değiştirildiği yer
CARBURETTED : English Turkish
adj. karbonlanmış
CARBURETTER : English Turkish
n. karbüratör
CARBURETTOR : English Turkish
n. karbüratör
CARBURISATION : English Turkish
n. bir metaldeki karbon yüzdesini artırma işlemi; karbonla birleştirme işlemi (ayrıca carburization)
CARBURISE : English Turkish
v. (Kimya) karbonla birleştirmek; karbonlamak, karbon içeren bir bileşik yaratmak (ayrıca carburize)
CARBURIZATION : English Turkish
n. bir metaldeki karbon yüzdesini artırma işlemi; karbonla birleştirme işlemi (ayrıca carburisation)
CARBURIZE : English Turkish
v. (Kimya) karbonla birleştirmek; karbonlamak, karbon içeren bir bileşik yaratmak (ayrıca carburise)
CARCAJOU : English Turkish
n. gelincik benzeri etçil memeli, kuzey ormanları bölgesinin yanlız yaşayan ve tünel kazan etçil memelisi
CARCASE : English Turkish
n. ceset, kadavra, gövde, iskelet, enkaz, kalıntı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani