English Turkish
CHROMO : English Turkish
n. kromolitograf; krom rengi
CHROMOGEN : English Turkish
n. kromojen, oksidizasyon (oksitlenme) etkisi altında renkli bileşikler üreten madde; boya üreten renkli bileşik; boya üreten bakteri
CHROMOGENIC : English Turkish
adj. renk üreten; karakteristik bir rengi olan; (Kimya) kromojen (organik renk üreten madde) ile alakalı
CHROMOLITHOGRAPH : English Turkish
n. renkli taşbasma
CHROMOLITHOGRAPHY : English Turkish
n. renkli taşbasması
CHROMOPHIL : English Turkish
adj. (Biyoloji) kromofil, boya emen (bir madde, hücre veya doku hakkında)
CHROMOPHIL : English Turkish
n. (Biyoloji) kromofil, boyaları abzorbe eden materyal (bir madde, hücre veya doku hakkında)
CHROMOPHILE : English Turkish
adj. (Biyoloji) kromofil, boya emen (bir madde, hücre veya doku hakkında)
CHROMOPHILE : English Turkish
n. (Biyoloji) kromofili, boyaları abzorbe eden materyal (bir madde, hücre veya doku hakkında)
CHROMOPHILIC : English Turkish
adj. kromofilik, boya emebilen (Biyoloji)
CHROMOPHOBE : English Turkish
adj. kromofob, kolaylıkla boya ememeyen, boyayı/lekeyi reddeden (Biyoloji)
CHROMOPHOBE : English Turkish
n. lekeyi/boyamayı reddeden hipofiz bezi hücresi (Anatomi)
CHROMOPHOBIC : English Turkish
adj. boya emmeyen, boyayı reddeden, kolay boyanmayan (Biyoloji)
CHROMOSOMAL : English Turkish
adj. kromozomal, kromozomlarla (bir organizmanın genetik kodunu içeren çubuk şeklindeki yapılar) alakalı
CHROMOSOMALLY : English Turkish
adv. kromozomlar yoluyla (bir organizmanın genetik kodunu içeren çubuk şeklindeki yapılar)
CHROMOSOME : English Turkish
n. kromozom
CHROMOSOMIC : English Turkish
adj. bir kromozom (bir organizmanın genetik kodunu içeren çubuk şeklindeki yapılar) ile alakalı
CHROMOSPHERE : English Turkish
n. kromosfer, güneşin atmosferinin dış katmanı (Astronomi)
CHROMOSPHERIC : English Turkish
adj. (Astronomi) kromosfere (güneşin atmosferinin dış katmanı) ait
CHROMOTYPE : English Turkish
n. renkli baskı, renkli baskı işi
CHRONIC : English Turkish
adj. kronik, sürekli, müzmin, devamlı; berbat, çok kötü
CHRONIC CONSTIPATION : English Turkish
kronik kabızlık, iç bağırsak boşaltımının zor olması ve düzenli olmaması ile ilgili tekrarlayan durum
CHRONIC DISEASE : English Turkish
kronik hastalık, sürekli nükseden hastalık, sürekli meydana gelen veya ortaya çıkan hastalık
CHRONIC FATIGUE SYNDROME : English Turkish
n. (Patakoji) kronik bitkinlik sendromu, çeşitli semptomlarla (bitkinlik, ateş, kavrama bozuklukları ve uykusuzluk) karakterize sendrom
CHRONIC ILLNESS : English Turkish
kronik hastalık, sürekli nükseden hastalık, sürekli meydana gelen veya ortaya çıkan hastalık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani