English Turkish
CROSSCURRENT : English Turkish
n. zıt akım, ters akıntı
CROSSCUT : English Turkish
adj. enine kesit, enine, enine kesen
CROSSCUT SAW : English Turkish
kertik testeresi
CROSSCUTTING : English Turkish
n. enine kesme, enine kesme eylemi
CROSSE : English Turkish
n. crosse, hokey benzeri bir top oyununda kullanılan sopa
CROSSED : English Turkish
adj. çaprazlanmış, çapraz işareti ile çizili; X ile işaret edilmiş; birbiri üstüne yerleştirilmiş; iki paralel çizgi ile işaretlenmiş
CROSSED CHECK : English Turkish
çizgili çek
CROSSED CHEQUE : English Turkish
çizgili çek, üzerinde karalamalar olan banka çeki, üzerinde çapraz işareti olan çek
CROSSED HIS LEGS : English Turkish
ağdaş kurdu, kapalı pozisyonda bir bacağını diğer bacağının üstüne koydu
CROSSED HIS MIND : English Turkish
aklından geçti, aklına geldi, aklından geçti
CROSSED THE BAR : English Turkish
ariyeri geçti, sınırı aştı, direği geçti
CROSSED THE LINE : English Turkish
çizgiyi aştı, sınırdan öte geçti; haddini aştı (Argo)
CROSSED THE RUBICON : English Turkish
geriye dönülmeyecek bir şey yaptı, Rubicon nehrinin bir tarafından diğer tarafına geçti
CROSSER : English Turkish
n. karşıya geçen kimse, geçen kimse
CROSSFADE : English Turkish
v. şarkı geçişi, bir görüntünün veya sesin ikinci bir görüntü veya ses ile eş zamanlı olarak yavaş yavaş kaybolması (Televizyon, Film)
CROSSFERTILIZE : English Turkish
v. bitkisel melez meydana getirme, çaprazlama döllemek, dışarıdan etkilemek, çaprazlama ile döllemek
CROSSFIRE : English Turkish
n. çapraz ateş, karşılıklı açlardan atılan silah ateşi
CROSSFIRE : English Turkish
n. crossfire, zıt düşünceler veya anlatımlar durumu; hararetli bir şekilde karşılıklı görüşler veya fikirler değişimi
CROSSHAIR : English Turkish
n. artı işareti, optik aygıtta mercek merkezinden geçen birkaç ince çizgiden biri (referans noktası oluşturan)
CROSSHATCH : English Turkish
v. çapraz taramak, çapraz çizgiler çizmek
CROSSHATCH : English Turkish
n. crosshatch, birçok kesişen dikey çizgilerden oluşan desen (Sanat)
CROSSHATCHED : English Turkish
adj. çapraz çizgili desenli olan, bir dizi üst üste gelen dikey desenli çizgilerden oluşan
CROSSHATCHING : English Turkish
n. tarama
CROSSHEAD : English Turkish
n. sütunlar arası makale başlığı
CROSSHEADING : English Turkish
n. sütunlar arası makale başlığı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani