Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DEPHOSPHORISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) fosforsuzlaştırmak, fosforunu gidermek (dephosphorize olarak da yazılır)

DEPHOSPHORIZE : English Turkish

v. (Amerikan İngilizcesi) fosforsuzlaştırmak, fosforunu gidermek (dephosphorise olarak da yazılır)

DEPICT : English Turkish

v. çizmek, resmetmek; betimlemek; göstermek; tasvir etmek

DEPICTER : English Turkish

n. resmeden, tanımlayan, sunan veya betimleyen kimse

DEPICTION : English Turkish

n. tasvir, tarif

DEPICTIVE : English Turkish

adj. anlatımsal, tanımlayıcı, betimleyici, açıklayıcı

DEPICTOR : English Turkish

n. tanımlayan kimse, açıklayıcı, resimleyici, anlatan kimse

DEPICTURE : English Turkish

v. resmetmek, resimlemek, betimlemek, göstermek, tanımlamak, çizmek

DEPIGMENTATION : English Turkish

n. depigmantasyon, renksizleşme, pigment kaybı

DEPILATE : English Turkish

v. tüylerini yok etmek, kıllarını almak

DEPILATION : English Turkish

n. kıl alma, kılları temizleme

DEPILATOR : English Turkish

n. kıl döken, kıl dökücü, vücudun istenmeyen kıllarını söken alet

DEPILATORY : English Turkish

adj. kıl dökücü, kıl dökücü ilaç

DEPLANE : English Turkish

v. uçaktan indirmek, uçaktan inmek

DEPLENISH : English Turkish

v. boşaltmak, dökmek

DEPLETABLE : English Turkish

adj. tükenebilen, tükenebilir, kullanıp sonu getirilebilir, azaltılabilir (sayı veya meblağ olarak)

DEPLETE : English Turkish

v. boşaltmak, dökmek; tüketmek, bitirmek; kurutmak

DEPLETED : English Turkish

adj. bitmiş, tükenmiş; kullanılmış, dibi bulunmuş, azaltılmış, sona erdirilmiş

DEPLETION : English Turkish

n. azaltma, boşaltma; tüketme; kan alma; sabit kıymetleri azaltma

DEPLETION OF THE OZONE : English Turkish

ozonun (stratosferin Dünya'nın atmosfer ozonunun çoğunu içeren bölgesinin) tükenmesi, ozon tabakasının yok olması, ozon tabakasının yavaş yavaş yok olması

DEPLETIVE : English Turkish

adj. boşaltan, bitiren, tüketen, kullanıp bitiren; azaltan

DEPLETORY : English Turkish

adj. tüketici

DEPLORABILITY : English Turkish

n. acıklı, acınacak, üzücü, kederlilik, üzücü olma durumu

DEPLORABLE : English Turkish

adj. acınacak halde, acınacak, acıklı, içler acısı

DEPLORABLENESS : English Turkish

n. acıklı, acınacak, üzücü, kederlilik, üzücü olma durumu; rezalet içerikli olma durumu, perişanlık, sefalet