English Turkish
DIOXIN : English Turkish
n. diyoksin, zehirli aromatikler, çeşitli kimyasal ürünlerin imalatında kullanılan zehirli bir madde
DIP : English Turkish
diploma
DIP : English Turkish
n. dalma, batma, daldırma, bandırma; dalış yaparak tekrar yükselme; eğilme, eğim; yokuş, iniş; çökme, toprak çökmesi; çukur; el koyma; yankesici [arg.]; sos
DIP : English Turkish
v. batırmak, bandırmak, banmak, daldırmak, dalmak, dalış yapmak, batmak; eğim yapmak, eğilmek; bayrağı yarıya indirmek; farları kısmak; alçalmak; göz atmak; çökmek; elini cebine atmak; elini atmak
DIP DEEP INTO : English Turkish
derinlemesine incelemek, derinliğine araştırmak
DIP DEEP INTO THE FUTURE : English Turkish
v. gelecekle ilgili olarak derinlemesine araştırmak
DIP DEEP INTO THE PAST : English Turkish
v. geçmişe göz atmak, maziye bakmak
DIP IN : English Turkish
v. içine batırmak, içine daldırmak, içine sokmak
DIP INTO : English Turkish
v. göz atmak, gözden geçirmek, çok masrafa girmek
DIP INTO A BOOK : English Turkish
v. kitaba göz atmak, kitaba göz gezdirmek, bir kitabın bazı bölümlerini okumak, yüzeysel olarak okumak
DIP INTO ONE'S PURSE : English Turkish
çok masrafa girmek
DIP NEEDLE : English Turkish
pusula eğilme ibresi
DIP ONE'S PEN IN GALL : English Turkish
kaleminden zehir damlamak, kaleminden kan damlamak, şiddet ve nefret içerikli bir şekilde yazmak
DIP SWITCH : English Turkish
DIP anahtarı, kullanıcıya özel bir bilgisayar sistemine veya uygulamasına uyması için devreyi yapılandırma olanağı veren devre levhası üzerindeki küçük düğme (Computers)
DIP THE FLAG : English Turkish
ayrağı yarıya indirmek
DIP UP : English Turkish
daldırıp çıkarmak, bandırmak, elini daldırıp almak
DIPEPTIDE : English Turkish
n. dipeptit, iki amino asitten oluşan cisim, bölünme ile iki amino asit üreten peptit (Kimya)
DIPHASE : English Turkish
adj. difazlı, çift fazlı
DIPHASIC : English Turkish
adj. difazlı, iki fazlı
DIPHENHYDRAMINE : English Turkish
n. difenhidramin, anti alerjik ilaç olarak kullanılan kimyasal bir bileşim
DIPHENYL : English Turkish
n. difenil, organik sentezlerde kullanılan hidrokarbon (Kimya)
DIPHENYLAMINE : English Turkish
n. difenilamin, boyalarda ve patlayıcılarda kullanılan kimyasal bir madde
DIPHENYLHYDANTOIN : English Turkish
n. difenilhidantoin, sara hastalığında ilaç olarak kullanılan kimyasal bir madde
DIPHOSGENE : English Turkish
n. difosjen, zehirli bir gaz
DIPHOSPHATE : English Turkish
n. difosfat, iki grup fosfat içeren fosfat (Kimya)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani