Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

DOMESTIC COMMERCE : English Turkish

yurtiçi ticaret, yurtiçi alım satım, bir ülkenin sınırları içinde yapılan alım satım

DOMESTIC CONSUMPTION : English Turkish

yurtiçi tüketim, bir ülkenin kaynaklarının ve mallarının kullanım oranı

DOMESTIC COURT : English Turkish

n. yerel mahkeme

DOMESTIC DRAMA : English Turkish

n. aile dramı

DOMESTIC ECONOMY : English Turkish

ev ekonomisi, ev idaresi

DOMESTIC GOAT : English Turkish

evcil keçi, ehlileştirilmiş keçi

DOMESTIC GOODS : English Turkish

n. yerli malları

DOMESTIC GOOSE : English Turkish

evcil kaz, ehlileştirilmiş kaz, insanlar tarafından yetiştirilmiş kaz

DOMESTIC HELP : English Turkish

hizmetçi, uşak

DOMESTIC LAW : English Turkish

iç hukuk, belirli bir ülkede geçerli olan hukuk, ulusal hukuk

DOMESTIC LIFE : English Turkish

n. ev hayatı

DOMESTIC LINE : English Turkish

n. iç hat

DOMESTIC MAIL : English Turkish

n. yurtiçi posta

DOMESTIC MONEY MARKET : English Turkish

yurtiçi para piyasası, bir ulusun faktörleri arasında finansal işlemlerin yapıldığı pazar

DOMESTIC POLICY : English Turkish

iç politika

DOMESTIC POULTRY : English Turkish

evcil kümes hayvanları, yumurta vermesi veya yenilmesi için yetiştirilen kümes hayvanları

DOMESTIC RELATIONS LAW : English Turkish

n. akrabalık ilişkileri yasası

DOMESTIC SCIENCE TEACHER : English Turkish

ev ekonomisi öğretmeni, ev ekonomisi eğitimi veren öğretmen, ev idaresi eğitimi öğretmeni

DOMESTIC SERVANT : English Turkish

hizmetçi

DOMESTIC TOURISM : English Turkish

yurtiçi turizm, yerli turizm, bir ülkenin vatandaşlarının eğlence amaçlı olarak o ülkenin sınırları içinde seyahat etmeleri

DOMESTIC TRADE : English Turkish

iç ticaret

DOMESTIC VIOLENCE : English Turkish

aile içi şiddet, ev içi şiddet, aile üyeleri (eşler çocuklar vs) arasında gerçekleşen şiddet

DOMESTICABLE : English Turkish

adj. evcilleştirilebilir, ehlileştirilebilir

DOMESTICALLY : English Turkish

adv. yurtiçinde, dâhilen, bir ülkenin içinde; evde, ev içinde, aile arasında

DOMESTICATE : English Turkish

v. uygarlaştırmak, medenileştirmek; evcilleştirmek, evine bağlamak, ev işlerini sevdirmek