Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DOWNSIDE : English Turkish

n. olumsuz taraf, negatif taraf, dezavantaj, istenmeyen taraf; alt taraf, aşağı taraf; azalma, küçülme, düşüş (borsa bedelleri vs)

DOWNSIDE TREND : English Turkish

düşme eğilimi, azalma trendi, borsa fiyatı endeksinde kademeli düşüş

DOWNSIZE : English Turkish

v. boyutunu küçültmek, küçültmek, azaltmak; daha küçük miktarlarda üretmek

DOWNSIZE : English Turkish

adj. daha küçük versiyon veya boyutlu

DOWNSIZING : English Turkish

n. küçültme, boyutunu indirgeme, boyutlarını küçültme, bir şeyi daha küçük bir ölçeğe indirgeme; masrafları düşürme, giderleri azaltma, bir şirketin finansal istikrarını sağlamak amacıyla giderleri düşürücü önlemler alma (daha küçük miktarda imal etme, çalışan sayısını azaltma vs şeklinde)

DOWNSPOUT : English Turkish

n. iniş borusu, yağmur borusu, yağmur oluğu, suyu çatıdan yeryüzüne yönlendiren boru

DOWNSTAGE : English Turkish

adv. sahne önüne doğru

DOWNSTAIR : English Turkish

adj. daha aşağı bir katta, alt katta

DOWNSTAIRS : English Turkish

adv. aşağıya, alt katta, alt kata, aşağıda, alt kattaki

DOWNSTAIRS : English Turkish

adj. aşağıdaki, alt kattaki, alttaki

DOWNSTAIRS : English Turkish

n. alt kat, aşağı kat

DOWNSTATE : English Turkish

n. güney eyaleti

DOWNSTATE : English Turkish

adv. taşrada, şehir dışında, şehir dışına

DOWNSTREAM : English Turkish

adv. akıntı yönünde, ırmağın aşağısına doğru

DOWNSTREAM : English Turkish

adj. akıntı yönündeki

DOWNSTROKE : English Turkish

n. alt çizgi; piston inişi

DOWNSWING : English Turkish

n. ekonomik darboğaza girme, sıkıntılı dönem

DOWNTHROW : English Turkish

n. atılma, devrilme, yıkılma, bir fay üzerindeki kayaların yatay yüzeyinin ani düşüş veya inişi (Jeoloji)

DOWNTIME : English Turkish

n. aksama süresi, çalışmama süresi, bir işçinin üretim yapmadığı zaman dilimi; arıza süresi, bir bilgisayar veya makinenin bir arıza veya başka bir nedenden dolayı çalışmadığı süre (Bilgisayar, Makineler)

DOWNTOWN : English Turkish

adv. şehir merkezinde, şehir merkezine doğru

DOWNTOWN : English Turkish

adj. şehir merkezindeki, şehrin merkezi ile ilgili

DOWNTOWN : English Turkish

n. şehir merkezi, kentin iş merkezi

DOWNTOWN AREA : English Turkish

n. şehir merkezi

DOWNTOWN TRAIN : English Turkish

n. şehir merkezine giden tren, iş merkezine giden tren

DOWNTREND : English Turkish

n. aşağı doğru olan eğilim, düşüş trendi, iniş trendi (özellikle de ekonomi veya şirketlerde)