Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DURATIVE : English Turkish

adj. sürmekte olan bir eylemi belirtme ile ilgili, devam eden bir şeyi göstermeye özgü (Gramer)

DURBAR : English Turkish

n. yerli bir Hindistan prensinin sarayının görüşme ve resepsiyonlar gerçekleştirilen salonu veya odası; yerli bir Hindistan prensi veya bir Britanya valisi tarafından verilen bir devlet resepsiyonu veya halka açık görüşme (eskiden)

DURESS : English Turkish

n. baskı, zorlama, şantaj; tutuklama, hapis

DURESSE : English Turkish

n. zorlama, tehdit, gözdağı, baskı

DURHAM : English Turkish

n. Durham, İngiltere'de bir vilayet; ABD'nin değişik eyaletlerindeki birkaç şehir ismi

DURING : English Turkish

prep. iken, esnasında, boyunca, sırasında, süresince

DURING GOOD BEHAVIOR : English Turkish

adv. yaşam boyu, ömür boyu

DURING THE COURSE OF : English Turkish

-nın zaman dilimi boyunca,
sı sürerken,
sı devam ediyorken,
sı zamanında

DURING THE PAST WEEK : English Turkish

geçen hafta boyunca, geçen hafta süresince

DURMAST : English Turkish

n. ağır ve esnek ağacı olan bir meşe türü

DURON : English Turkish

n. Duron, AMD tarafından üretilen bilgisayar işlemcisi (Advanced Micro Devices, California, ABD merkezli)

DURRA : English Turkish

n. karabuğday, Kuzey Afrika ve Asya'nın kurak bölgelerinde tahılı için yetiştirilen bir sorgum

DURST : English Turkish

v. cesaret etmek, cüret etmek, göze almak, kalkışmak; meydan okumak

DURUM : English Turkish

n. durum, durum buğdayı, bir buğday türü

DURZI : English Turkish

n. (Güney Asya) terzi

DUSHANBE : English Turkish

n. Duşanbe, Tacikistan'ın başkenti

DUSK : English Turkish

n. alaca karanlık, akşam karanlığı

DUSK : English Turkish

adj. loş

DUSKINESS : English Turkish

n. alacakaranlık, gölgeli olma durumu

DUSKY : English Turkish

adj. siyahımsı, esmer; loş, karanlık

DUSSEHRA : English Turkish

n. Dussehra, iyinin kötünün üzerindekini başarısını kutlayan Hindu festivali

DUST : English Turkish

n. toz, toz toprak, çiçek tozu, pudra; kemik kalıntıları; para, mangır

DUST : English Turkish

v. tozunu almak, silkmek; serpmek, pudralamak

DUST AND ASHES : English Turkish

matem, yas, acı, keder, üzüntü

DUST BALL : English Turkish

n. toz yumağı, (Tıp) hayvanların bağırsaklarında/midelerinde bulunan bir kütle