Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
EDGE : English Turkish

n. keskin kenar, keskinlik, şiddet; ağız; kıyı, kenar; kesit; üstünlük

EDGE : English Turkish

v. keskinleştirmek; kenar yapmak; yavaş yavaş ilerletmek; yan yan gitmek; sokulmak

EDGE AWAY : English Turkish

yavaş yavaş uzaklaşmak, yan yan gitmek

EDGE IN : English Turkish

v. içine sokmak, sokulmak

EDGE OF THE POOL : English Turkish

havuzun kenarları, bir yüzme havuzunu çevreleyen kalınlaştırılmış dış kenarlar

EDGE OFF : English Turkish

yavaş yavaş uzaklaşmak, yan yan gitmek

EDGE ON : English Turkish

harekete geçirmek, dürtmek, zorlamak

EDGE OUT : English Turkish

kıl payı yenmek, kenara itmek, çekilmek, bırakmak

EDGE SOMEONE OUT : English Turkish

ir kimseyi kenara itmek, birini yavaşça kenara itmek

EDGE TOOL : English Turkish

n. keskin alet

EDGED : English Turkish

adj. keskin, sivri, kenarlı, uçlu

EDGED TOOL : English Turkish

n. keskin alet

EDGER : English Turkish

n. son işi yapan kimse, bir işin son rötuşlarını yapan kimse, bir şeye kenarlık koyan kimse (bir kumaşa vs)

EDGEWAYS : English Turkish

adv. yan yan, yanlamasına; dolaylı olarak

EDGEWISE : English Turkish

adv. yan yan, yanlamasına; dolaylı olarak

EDGILY : English Turkish

adv. sinirli bir şekilde, gergin bir şekilde, endişeli bir şekilde

EDGINESS : English Turkish

n. keskin ağızlı olma durumu; sinirlilik, gergin olma durumu, huzursuzluk

EDGING : English Turkish

n. kenarlık, kenar süsü, zırh

EDGY : English Turkish

adj. keskin kenarlı; sinirli; alıngan; belirgin hatlı

EDH : English Turkish

n. edh harfleri, eski İngilizcede diş arasına özgü sürtüşmeli bir sesi temsil etmek için kullanılan ? veya D harfleri, eski İngilizcede 'th' sesini veren harf; Uluslararası Fonetik Alfabesi'nde diş arasına özgü sürtüşmeli sesi temsil eden D sembolü ('the' veya 'either' kelimelerinde olduğu gibi)

EDI : English Turkish

EDI, şirketler ya da ticari müesseseler arasında standart elektronik belge aktarımı

EDIBILITY : English Turkish

n. yenilebilirlik

EDIBLE : English Turkish

adj. yenir, yenilebilir, yemeklik

EDIBLE FOOD : English Turkish

yenilebilir yemek, yenilebilir gıda, tüketilebilir gıda

EDIBLE OIL : English Turkish

yenilebilir yağ, tüketilebilir yağ, herhangi zararlı bir etkisi olmadan yenilebilir yağ