Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ELECTROCHEMISTRY : English Turkish

n. elektroşimi

ELECTROCOAGULATION : English Turkish

n. elektrokoagülasyon, (Tıp) elektrik akımı yoluyla dokuların sertleştirilmesi veya yıkılması

ELECTROCUTE : English Turkish

v. elektrikle idam etmek

ELECTROCUTION : English Turkish

n. elektrikle idam

ELECTROCUTIONAL : English Turkish

adj. elektrikli idam ile ilgili, elektrik vererek idam etme ile ilgili

ELECTRODE : English Turkish

n. elektrot

ELECTRODEPOSIT : English Turkish

v. elektrikli bırakıntı yapmak, elektrolitik kullanarak madde yığını oluşturmak

ELECTRODEPOSIT : English Turkish

n. elektrikli bırakıntı, elektrolitik kullanılarak oluşturulan madde yığını

ELECTRODIALYSIS : English Turkish

n. elektrodiyaliz, elektrik akımı kullanılarak bileşenler ayırma metodu (Kimya)

ELECTRODYNAMIC : English Turkish

adj. elektrodinamik, elektrik manyetiği ile mekaniği arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı ile ilgili; hareket halindeki elektrik ile ilgili, dinamik elektriğe özgü

ELECTRODYNAMICS : English Turkish

n. elektrodinamik

ELECTROENCEPHALOGRAM : English Turkish

n. elektroansefalo, gram (beyin)

ELECTROENCEPHALOGRAPH : English Turkish

n. elektroensefalograf, beyin akımyazarı, beynin elektriksel faaliyetini kaydeden alet

ELECTROENCEPHALOGRAPHIC : English Turkish

adj. elektroensefalografik, beyin akımyazarı ile ilgili, beynin elektriksel faaliyetini kaydetme ile ilgili

ELECTROENCEPHALOGRAPHY : English Turkish

n. elektroensefalografi, beyin akımyazımı, beynin elektriksel faaliyetini kaydetme

ELECTROENGINEER : English Turkish

n. elektroteknik mühendisi

ELECTROENGINEERING : English Turkish

n. elektroteknik

ELECTROGRAPHY : English Turkish

n. elektrografi, imajların kaydedilip elektrostatik yük kalıpları ile yeniden üretildiği elektrostatografi dalı

ELECTROKINETICS : English Turkish

n. elektrokınetik, elektrik hareket bilimi

ELECTROLIER : English Turkish

n. elektrik avizesi

ELECTROLOGIST : English Turkish

n. elektrolojist, kılların veya siğillerin elektroliz yoluyla yok edilmesi konusunda yetenekli olan kimse

ELECTROLYSE : English Turkish

v. elektroliz yapmak, elektrik ile çözmek

ELECTROLYSIS : English Turkish

n. elektroliz, epilasyon

ELECTROLYTE : English Turkish

n. elektrolit, elektrikle çözünen madde

ELECTROLYTIC : English Turkish

adj. elektrolitik, elektroliz yoluyla yaratılmış olan; elektrolit içeren; elektrokimyasal işlem ile tamamlanmış olan