Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
EMPYREAL : English Turkish

n. gök, gökkubbe, gökyüzü

EMPYREAN : English Turkish

n. gök, gökkubbe, gökyüzü

EMPYREAN : English Turkish

adj. göksel, yüce, ulu

EMS : English Turkish

EMS, Avrupa Ekonomik Birliği halkları için tasarlanmış olan para birimleri arasındaki döviz kurlarını ayarlayan ve onları birbirine bağlayan yöntem

EMS : English Turkish

EMS, temel yaşam desteği ve ileri kalp yaşam desteği içeren acil tıbbi tedavi

EMS : English Turkish

n. Ems, kuzeybatı Almanya'da bir nehir

EMS MEMORY : English Turkish

EMS belleği, Genişletilmiş bellek

EMSG : English Turkish

EMSG, elektronik e-posta iletisi, İnternet aracılığı ile teslim edilen bilgisayarla işlenmiş mektup

EMT : English Turkish

"emergency medical technician (acil müdahale teknisyeni)", acil müdahale teknisyeni, acil tıp teknisyeni, yaralanan kimselerin ambulans veya uçak ile bir sağlık kuruluşuna naklinden önce bu kişilerin durumlarının değerlendirilmesi ve acil bakım uygulanması konusunda eğitimli ve lisanlı görevli

EMU : English Turkish

EMU, belirli Avrupa ülkeleri arasında olan finansal anlaşma

EMU : English Turkish

n. koşucu devekuşu

EMULATE : English Turkish

v. özenmek, benzemeye çalışmak; yarışmak; imrenmek

EMULATION : English Turkish

n. benzemeye çalışma, özenme; yarışma

EMULATION SOFTWARE : English Turkish

emülasyon yazılımı, öykünme yazılımı, bir bilgisayarın çalışmalarını başka bir bilgisayarınkilerine uyarlayan program, farklı bilgisayar dillerini çeviren program

EMULATIVE : English Turkish

adj. taklitçi, taklit eden, taklit yapmaya meyilli

EMULATIVELY : English Turkish

adv. taklitçi bir şekilde, taklit ederek

EMULATOR : English Turkish

n. taklitçi, taklit yapan, öykünücü, benzetici; rakip

EMULE : English Turkish

n. uçtan uca ücretsiz olarak dosya paylaşımına olanak sağlayan bir uygulama

EMULE : English Turkish

v. benzetmek, öykünmek, kopyalamak

EMULOUS : English Turkish

adj. hırslı, ihtiraslı, tutkulu, arzulu (başarı konusunda); taklitçi, taklit eden

EMULSIBLE : English Turkish

adj. emilsiyon haline dönüştürülebilir, sıvı içinde askıya alınabilir

EMULSIFIABLE : English Turkish

adj. emilsiyon haline dönüştürülebilir, sıvı içinde askıya alınabilir

EMULSIFICATION : English Turkish

n. emülsiyonlaştırma, birbiri içinde çözünmeyen iki maddeyi birleştirme

EMULSIFIER : English Turkish

n. bir emülsiyonun istikrarını arttıran madde

EMULSIFY : English Turkish

v. emilsiyon haline dönüştürmek