Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ENCEPHALOID : English Turkish

adj. ensefaloid, beyin benzeri, beyne benzer, beyne benzeyen, beyin gibi

ENCEPHALOMALACIA : English Turkish

n. ensefalomalasi, beynin bozulması, beynin dejenerasyonu

ENCEPHALOMYELITIS : English Turkish

n. ensefalomiyelit, beyin ve omurilik yangısı

ENCEPHALON : English Turkish

n. ensefal, beyin, dimağ (Anatomi)

ENCEPHALOPATHY : English Turkish

n. ensefalopati, beyin hastalığı (Tıp)

ENCEPHALOSIS : English Turkish

n. ensefaloz, organik beyin hastalığı

ENCHAIN : English Turkish

v. zincirlemek, zincire vurmak, zincirle bağlamak

ENCHAINMENT : English Turkish

n. zincirleme, zincire vurma, zincirle bağlama

ENCHANT : English Turkish

v. büyülemek; aklını başından almak; mest etmek, afsunlamak

ENCHANTED : English Turkish

adj. afsunlu

ENCHANTED FOREST : English Turkish

afsunlu orman, efsanevi orman, sadece hayalde var olan orman

ENCHANTED HIM : English Turkish

onu büyüledi, on mest etti, onu hayran bıraktı

ENCHANTER : English Turkish

n. büyücü

ENCHANTING : English Turkish

adj. büyüleyici, etkileyici, mest eden, sihirli

ENCHANTING LANDSCAPE : English Turkish

üyüleyici manzara, mest edici manzara, hayranlık uyandıran manzara

ENCHANTINGLY : English Turkish

adv. büyüleyerek, mest ederek, hayranlık uyandırarak

ENCHANTMENT : English Turkish

n. büyü, sihir, büyüleme; cezbetme, cazibe; keyif, haz

ENCHANTRESS : English Turkish

n. büyücü kadın, büyüleyici kadın

ENCHASE : English Turkish

v. çerçevelemek (mücevher), yerleştirmek, kabartmalarla süslemek

ENCHILADA : English Turkish

n. Meksika mutfağına özgü böreğe benzeyen acılı bir yemek

ENCHIRIDION : English Turkish

n. el kitabı

ENCHONDROMA : English Turkish

n. enkondrom, kıkırdaklı ur (Tıp)

ENCIPHER : English Turkish

v. şifrelemek, kodlamak

ENCIPHERMENT : English Turkish

n. şifreleme, kod ile yazma, kodlama

ENCIRCLE : English Turkish

v. çevrelemek, kuşatmak, çembere almak, etrafını çevirmek, sarmak; kucaklamak; çevirmek