Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
EVACUATION ORDER : English Turkish

tahliye emri, bir mülkün boşaltılması için mahkeme emri

EVACUATOR : English Turkish

n. tahliyeci, tahliye eden veya boşaltan kimse veya şey; (Tıp) sıvının vücuttan alınmasına yarayan alet, rektumdan sıkışmış dışkının alınması için kullanılan cihaz

EVACUATÝON OF SINAI : English Turkish

Mısır'la yapılan anlaşmanın ardından Yahudi yerleşimcilerin Sina Yarımadası'ndan boşaltılması (
1982)

EVACUEE : English Turkish

n. olağanüstü bölgeyi tahliye eden kimse; felâket bölgesinden nakledilen kimse

EVADE : English Turkish

v. kaçınmak; kaçamak yapmak, sakınmak, savuşturmak, kurtulmak; başından savmak; yan çizmek; kaçamak cevap vermek, kaytarmak

EVADE A QUESTION : English Turkish

v. kaçamak cevap vermek

EVADE DEFINITION : English Turkish

v. kaçamaklı açıklama yapmak

EVADE THE ISSUE : English Turkish

v. sorunlardan kaçmak

EVADED HIM : English Turkish

ondan kaçınan, ondan saklanan, ondan sakınan, ondan sıyrılan, onu atlatan, onu tuzağa düşüren

EVADED THE LAW : English Turkish

kanundan kaçma, kanundan kaçan, polisten kaçma

EVADER : English Turkish

n. kaçamaklı yol bulan kimse; yan çizen kimse; yırtan kimse

EVADING : English Turkish

n. kaçınma, sakınma, saklanma, atlatma, sıyrılma, kaytarma, yan çizme

EVADING MILITARY SERVICE : English Turkish

askerlik hizmetinden kaçınma/kurtulma

EVADING RESPONSIBILITY : English Turkish

sorumluluktan kaçınma, yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınma, görevinden kaçma veya kaytarma

EVAGINATE : English Turkish

v. içini dışına çevirmek, tersyüz etmek (tüp vb.)

EVAGINATION : English Turkish

n. içini dışına çevirme eylemi; kınından çıkarma, kından çıkarma eylemi (Arkaik)

EVAL : English Turkish

n. Eval, Shechem'in kuzeydoğusunda bulunan dağ (ayrıca İncilde "Lanetli Dağ "olarak da bilinen)

EVALUATE : English Turkish

v. değerlendirmek, değer biçmek, paha biçmek; ölçmek

EVALUATION : English Turkish

n. paha biçme, değerlendirme, değer tahmini; ölçüm

EVALUATION APPRASIAL : English Turkish

n. değer yargısı

EVALUATIVE : English Turkish

adj. değerlendiren, değer biçen

EVALUATOR : English Turkish

n. tahminci, değerlendirici, değer biçen kimse

EVANESCE : English Turkish

v. gözden kaybolmak, yok olmak, silinmek

EVANESCENCE : English Turkish

n. gözden kaybolma, yok olma, silinme

EVANESCENT : English Turkish

adj. gözden kaybolan, unutulup giden, fani