Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
EXCOGITATION : English Turkish

n. onu tam manasıyla anlayabilmeyi başarmak için birşey üzerinde dikkatli bir şekilde düşünüp taşınma; kavrama, buluş, yaratıcılık

EXCOMMUNICATE : English Turkish

v. aforoz etmek

EXCOMMUNICATION : English Turkish

n. aforoz

EXCOMMUNICATOR : English Turkish

n. afarozcu, bir diğerini afaroz eden kimse, bir kilise veya diğer organizasyona üyelikten men eden (dışarı atan) kimse

EXCORIATE : English Turkish

v. derisini soymak, derisini yüzmek; şiddetle eleştirmek; suçlamak

EXCORIATION : English Turkish

n. derisini yüzme; eleştirme; suçlama

EXCORTICATE : English Turkish

v. kabuğu veya deriyi soymak; kabuğunu soymak; kabuğunu çıkartmak; soymak, zarını/kabuğunu çıkartmak

EXCREMENT : English Turkish

n. dışkı, bok, kaka, pislik

EXCREMENTAL : English Turkish

adj. dışkı ile alakalı veya dışkıya benzeyen, vücuttan atılan atıkla alakalı, kaka ile alakalı

EXCREMENTITIOUS : English Turkish

adj. dışkı içeren

EXCRESCENCE : English Turkish

n. ur, yumru; fazlalık

EXCRESCENCY : English Turkish

n. fazlalık, ur, yumru; gereginden fazla olma durumu, anormal büyüme durumu

EXCRESCENT : English Turkish

adj. anormal büyüyen, yumru gibi, gereğinden fazla; gereksiz

EXCRETA : English Turkish

n. dışkı, kaka, çiş, pislik

EXCRETAL : English Turkish

adj. boşaltım/dışkı/salgıya ilişkin, boşaltan/salgılayan bir tarzda

EXCRETE : English Turkish

v. çıkarmak, boşaltmak; salgılamak

EXCRETER : English Turkish

n. kaka yapan yada salgılayan kimse veya şey, atık maddeyi boşaltan kimse veya şey

EXCRETION : English Turkish

n. boşaltım; salgı; dışkı

EXCRETION OF HORMONES : English Turkish

hormon (vücut tarafından üretilen uyarıcı madde) salgılama

EXCRETIVE : English Turkish

adj. salgılamayı teşvik eden, salgıyı düzenleyen

EXCRETORY : English Turkish

adj. salgılamaya ilişkin; dışkı/kaka ile alakalı; kovan, dışarı atan, boşaltan, salgılayan

EXCRETUM : English Turkish

n. dışkı, kaka, vücuttan dışarı atılan madde, atık madde (ör. dışkı, kaka), dışkı, kaka, pislik, bok

EXCRUCIATE : English Turkish

v. acı vermek, işkence etmek, eziyet etmek

EXCRUCIATING : English Turkish

adj. acı veren, eziyetli, ızdıraplı

EXCRUCIATING PAIN : English Turkish

dayanılmaz acı, ızdıraplı ağrı, işkenceci ağrı, aşırı acı, şiddetli ağrı