Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
FERRIHEMOGLOBIN : English Turkish

n. oksijen ve hemoglobinden meydana gelen ve kanda bulunan bileşik (Kimya)

FERRIS : English Turkish

n. Ferris, Illinois'de bir şehir (ABD); Teksas'ta bir şehir (ABD)

FERRIS WHEEL : English Turkish

dönme dolap

FERRITE : English Turkish

n. demir tuzu

FERRITIN : English Turkish

n. metobolizma için demir depolayan protein

FERRO : English Turkish

pref. demir , demirli

FERRO CONCRETE : English Turkish

n. betonarme

FERROALLOY : English Turkish

n. demir içeren alaşım (Kimya)

FERROCONCRETE : English Turkish

n. demirle güçlendirilmiş beton

FERROL : English Turkish

n. Ferrol, Corruna sahil bölgesinde liman şehri (İspanya); batı Virginia'da bir kasaba (ABD)

FERROMAGNESIAN : English Turkish

adj. demir ve magnezyum içeren

FERROMAGNETIC : English Turkish

adj. (Elektrik, Fizik) ferromanyetizma ile alakalı; ferromanyetizma sergileyen

FERROMAGNETISM : English Turkish

n. harici manyetik alanın yokluğunda bazı materyaller tarafından sergilenen doğal manyetizma (Elektrik, Fizik)

FERROMANGANESE : English Turkish

n. çelik ve dökme demir imalatında kullanılan manganez ve demir alaşımı

FERROTYPE : English Turkish

n. ferrotipi

FERROUS : English Turkish

adj. demir, demirli

FERRUGINEOUS : English Turkish

adj. pas renginde olan, turuncu renkte olan; demir içeren

FERRUGINOUS : English Turkish

adj. demirli, demir, pas renginde

FERRULE : English Turkish

n. demir halka, yüksük

FERRY : English Turkish

n. feribot, araba vapuru, vapur iskelesi

FERRY : English Turkish

v. feribotla taşımak, işlemek

FERRY BACK AND FORTH : English Turkish

ir kimse veya bir şeyi ileri geri taşımak (genellikle bir su kütlesi üzerinde)

FERRY BRIDGE : English Turkish

tren taşıyan feribot, vapur iskelesi

FERRY GOODS : English Turkish

malzemeleri taşımak, malzemeleri nakletmek, malları diyar diyar hareket ettirmek

FERRYBOAT : English Turkish

n. feribot, araba vapuru