Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
FINANCIAL RESOURCES : English Turkish

finansal kaynaklar, parasal varlıklar, servet, varlık, sermaye

FINANCIAL RISK : English Turkish

finansal risk, birisinin parasını tehlikeye attığı yatırım

FINANCIAL SITUATION : English Turkish

n. mali durum

FINANCIAL SOLVENCY : English Turkish

finansal ödeme gücü, borçlarını ödeyebilme

FINANCIAL STATE : English Turkish

finansal durum, maddesel durum

FINANCIAL STATEMENT : English Turkish

ilanço

FINANCIAL STATEMENT ANALYSIS : English Turkish

finansal durum analizi, ekonomik durumunu belirlemek için bir işletmenin finansal verilerinin kontrol edilmesi

FINANCIAL STATEMENTS ADJUSTMENT : English Turkish

finansal durum ayarlaması/düzeltmesi, enflasyonun yükselişinide içine alacak şekilde finansal kayıtların gösterilmesi

FINANCIAL STATUS : English Turkish

n. mali durum

FINANCIAL STRUCTURE : English Turkish

finansal yapı, mevcut varlıkları ve mevcut yükümlülükleri de içeren yabancı sermaye ve işletme sermayesinin dağıtılması/bölüştürülmesi

FINANCIAL SUPERMARKET : English Turkish

finansal süpermarket, çeşitli finansal hizmetler sunan büyük kuruluş (Argo)

FINANCIAL SUPPORT : English Turkish

finansal destek, para yardımı, parasal arka çıkma

FINANCIAL TIMES INDEX : English Turkish

Financial Times Endeks, borsada işlem gören hisse fiyatlarının ağırlıklı endeksi

FINANCIAL TIMES STOCK EXCHANGE : English Turkish

Financial Times Borsası, senet endeksleri yayınlayan İngiliz şirket ("Financial Times" ve Londra borsasının ortaklaşa sahip oldukları)

FINANCIAL TRANSACTION : English Turkish

finansal işlem, parasal konularla ilgili işlem

FINANCIAL WRONGDOINGS : English Turkish

finansal haksızlık, finansal günah, parasal kaynakların yasadışı bir tarzda yönetilmesi

FINANCIAL YEAR : English Turkish

hesap dönemi, mali yıl

FINANCIALLY : English Turkish

adv. finansal açıdan, finansal bir bakış açısından, parasal açıdan, parasal görüş açısından

FINANCIALLY SOUND : English Turkish

finansal olarak sağlam, finansal olarak güvenli

FINANCIER : English Turkish

n. sermayedar, yatırımcı, maliyeci, yatırım finansmanı uzmanı

FINANCIER : English Turkish

v. finanse etmek

FINANCING : English Turkish

n. fonlama, mali destek sağlama; para kazanma ve artırma işlemi

FINANCING CHANNELS : English Turkish

fonlama kanalları, parasal kaynak, bir işletme için para kazanma yolları

FINANCING EXPENSES : English Turkish

(Muhasebe) harcamaları fonlama, işletmenin harcamalarını kaptmak için kredi alma veya para çoğaltma (faizi ve değer farkını içeren)

FINBACK : English Turkish

n. çatal kuyruklu balina cinsinden her tür balina kemiği (özellikle çatal kuyruklu)