Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
FREE RANGE : English Turkish

adj. serbest gezinen

FREE RANGE HEN : English Turkish

n. köy tavuğu

FREE REFILLS : English Turkish

n. tekrar doldurma ücretsiz

FREE REIN : English Turkish

n. tam yetki, hareket özgürlüğü, herhangi bir forumda herhangi bir konuda kendini ifade etme hakkı, ifade özgürlüğü

FREE RIDE : English Turkish

n. kolay elde edilmiş olan bir şey, başka bir kişi hesabına elde edilmiş olan yarar, çabasız veya bedelsiz elde edilmiş olan bir şey

FREE RIDER : English Turkish

n. otlakçı, asalak, beleşçi

FREE SCHOOL : English Turkish

parasız okul

FREE SHARE : English Turkish

n. serbest hisse

FREE SKATING : English Turkish

n. serbest kayma, serbest paten yapma stili

FREE SOFTWARE FOUNDATION : English Turkish

Özgür Yazılım Vakfı, FSF, İnternet'te yazılım kullanımı özgürlüğünü kısıtlama ve mülkiyet haklarının ortadan kalkması ile ilgili kullanım özgürlüğünü destekleme örgütü

FREE SOIL : English Turkish

serbest toprak, köleliğin yasaklanmış olduğu Amerika Birleşik Devletleri bölgesi (İç Savaş’tan önce)

FREE SPACE : English Turkish

oş alan, bir diskte ek dosyalar saklamak için mevcut alan (Bilgisayar)

FREE SPEECH : English Turkish

n. serbest konuşma, konuşma özgürlüğü

FREE SPOKEN : English Turkish

açık sözlü, sözünü esirgemeyen

FREE STATE : English Turkish

n. Özgür Eyalet, İç Savaş'a kadar köleliğin yasadışı olduğu ABD eyaleti; Güney Afrika'da tarım bölgesi ve idari bölüm (önceden Orange Free State olarak bilinen)

FREE STATE : English Turkish

n. bağımsız devlet, başka bir ülkenin kontrolü altında olmayan ülke; birey haklarına saygı duyan ülke

FREE STYLE : English Turkish

serbest stil, bohem tarzı, bireysel hayat tarzı veya moda

FREE SWING : English Turkish

n. hareket özgürlüğü, hareket serbestliği

FREE SYSTEM RESOURCES : English Turkish

oş sistem kaynakları, Windows işletim sisteminde mevcut depolama alanı

FREE THOUGHT : English Turkish

özgür düşünce, serbest fikir

FREE THROW : English Turkish

n. serbest atış

FREE TIME : English Turkish

oş zaman, bir kimsenin bir görev yerine getirmek zorunda olmadığı zaman

FREE TO DO : English Turkish

yapmakta serbest, yapılması denetlenmeyen, yapmada özgür; yapmak için müsait

FREE TRADE : English Turkish

serbest ticaret, ithalatta devlet tarifeleri veya gümrük vergileri olmadan ülkeler arasında kısıtlanmamış ticaret

FREE TRADE ZONE : English Turkish

serbest ticaret bölgesi, ithalatta devlet tarifeleri veya gümrük vergileri konulmadan ülkeler arasında kısıtlanmamış ticaret gerçekleşen bölge