Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GIANNINI : English Turkish

n. Giannini, Amerikalı banker (Bank of America'nın kurucusu)

GIANT : English Turkish

n. dev

GIANT : English Turkish

adj. dev, dev gibi, kocaman, koskocaman, çok büyük

GIANT KILLER : English Turkish

n. dev katil, daha güçlü rakibi yenen kişi veya takım

GIANT PANDA : English Turkish

dev panda, ayı ile yakın akraba olan siyah beyaz memeli (Tibet ve Çin’in bazı bölgelerinde bulunan)

GIANT STEP : English Turkish

dev adım, büyük ve uzun adım, çok ilerlemek

GIANT STRIDE : English Turkish

n. dev adım, sırık [jim.]

GIANTESS : English Turkish

n. dev (dişi), dev gibi kadın

GIANTISM : English Turkish

n. devlik, büyüklük, irilik; (Patoloji) dev adam hastalığı, vücudun veya uzuvların anormal büyümesi ile tanımlanan hastalık

GIANTKILLER : English Turkish

n. dev katil, daha güçlü rakibi yenen kişi veya takım

GIANTLIKE : English Turkish

adj. dev gibi, devasa

GIAOUR : English Turkish

n. gâvur

GIB : English Turkish

cebelitarık

GIB : English Turkish

n. çivi, cıvata, pim

GIB ARM : English Turkish

vinç kolu

GIBBER : English Turkish

v. hızlı ve anlaşılmaz konuşmak, maymun gibi sesler çıkarmak

GIBBERELLIC ACID : English Turkish

gibberellic asit, (Botanik) bitkilerde doğal olarak bulunan ve büyüme faktörleri görevleri olan birkaç kristal asitten herhangi biri (ayrıca gıda sanayisinde kullanılan)

GIBBERING : English Turkish

adj. hızlı ve anlaşılmaz bir şekilde konuşan, kekeleyen; geveze

GIBBERISH : English Turkish

n. abuk sabuk söz, saçmalık, hızlı ve anlamsız konuşma

GIBBET : English Turkish

n. darağacı, idam sehpası

GIBBET : English Turkish

v. asmak, idam etmek, rezil etmek, kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak

GIBBON : English Turkish

n. jibon, asya maymunu

GIBBOSITY : English Turkish

n. dışbükey, kambur olma durumu; şişkinlik, çıkıntılı olan bir şey

GIBBOUS : English Turkish

adj. dışbükey, tümsek, kambur, hörgüçlü

GIBBOUSLY : English Turkish

adv. kambur bir şekilde, dışbükey ile, gibböz olarak