Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GIVE UP SMOKING : English Turkish

v. sigarayı bırakmak

GIVE UP THE GHOST : English Turkish

ölmek

GIVE UP THE SHIP : English Turkish

ırakmak, (Argo) vazgeçmek

GIVE US A SMILE : English Turkish

gülümse, tebessüm et, gülüşünü görmemize izin ver

GIVE UTTERANCE TO FEELINGS : English Turkish

duygularını dile getirmek, duygularını ifade etmek

GIVE VENT TO : English Turkish

açığa vurmak, belli etmek

GIVE VENT TO FRUSTRATION : English Turkish

hayal kırıklığını belli etmek, hüsranını açıkça göstermek

GIVE VENT TO HIS EMOTIONS : English Turkish

duygularını belli etmek, duygularını ifade etmek, hissettiklerini göstermek

GIVE VOICE TO : English Turkish

ifade etmek, dile getirmek, söylemek

GIVE VOTE : English Turkish

v. oy vermek

GIVE WARNING : English Turkish

uyarmak, ihtar etmek, feshini ihbar etmek

GIVE WAY : English Turkish

çökmek, yol vermek, öncelik tanımak, kendini vermek, kapılmak, dayanamamak, boyun eğmek, küreklere asılmak

GIVE WAY SIGN : English Turkish

karşıdan gelene yol ver işareti, diğer araca geçme hakkı veren trafik işareti, geçiş önceliğini gösteren levha

GIVE WAY TO : English Turkish

-e yol vermek,
e yerini bırakmak,
e boyun eğmek

GIVE WEIGHT TO : English Turkish

v. önem vermek

GIVE WORK : English Turkish

v. görevlendirmek

GIVEABLE : English Turkish

adj. verilebilen, verilebilir, bahşedilebilir

GIVEAWAY : English Turkish

n. ağzından kaçırma, açığa vurma, eşantiyon, hediye (gazete vb.), yarışma programı

GIVEAWAY : English Turkish

adj. ucuz, bedava gibi

GIVEAWAY PRICE : English Turkish

n. indirimli fiyat, sudan ucuz fiyat

GIVEAWAY SHOW : English Turkish

n. yarışma programı

GIVEN : English Turkish

adj. verilmiş, belirlenmiş, belli, bilinen, doğuştan olan, tarihli ve onaylı

GIVEN NAME : English Turkish

isim, ad

GIVEN THAT : English Turkish

-unu düşünürsek, varsayarsak;
diği için, çünkü

GIVEN TO : English Turkish

ağımlı, düşkün, meraklı