Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GUARD : English Turkish

v. korumak, gözetmek, himaye etmek, korunmak, tutmak (dil), nöbet tutmak

GUARD AGAINST : English Turkish

-e karşı korumak,
den korumak,
için hazırlıklı olmak,
e karşı dikkatli olmak

GUARD BAND : English Turkish

koruma bandı, koruyucu bant

GUARD BOAT : English Turkish

sahil güvenlik botu

GUARD BOOK : English Turkish

n. albüm, nöbet defteri

GUARD CHAIN : English Turkish

n. saat zinciri, zincir (kolye)

GUARD DOG : English Turkish

ekçi köpeği

GUARD DUTY : English Turkish

nöbet

GUARD MOUNTING : English Turkish

nöbet değişimi, asker muhafızların zamanlanmış değişimi

GUARD OF HONOR : English Turkish

şeref kıtası

GUARD ONE'S TONGUE : English Turkish

v. çenesini tutmak, dilini tutmak

GUARD ONESELF : English Turkish

kendini korumak

GUARD POST : English Turkish

korumanın durduğu yer, bir korumanın görev süresi boyunca durduğu yer

GUARD RECEIVER : English Turkish

yardım çağrıları kabul eden kimse, imdat çağrıları alan alıcı

GUARD SHIP : English Turkish

koruma gemisi, görev sırasında korumalar tarafından kullanılan gemi

GUARD-RAIL : English Turkish

korkuluk, güvenlik parmaklığı, parapet

GUARDED : English Turkish

adj. korunan, ihtiyatlı, tedbirli, uyanık, tetikte

GUARDED HIM : English Turkish

onu korudu, onu himaye etti, ona göz kulak oldu

GUARDED MATZAH : English Turkish

korumalı matsa, "shmura matzah", biçildiği günden itibaren hamursuz ekmek yapmak için belirlenmiş olan undan yapılan matsa

GUARDED PARKING : English Turkish

n. otopark

GUARDEDLY : English Turkish

adv. korunarak, ihtiyatlı bir biçimde, tetikte olarak

GUARDEDNESS : English Turkish

n. tedbirlik, ihtiyat, dikkat, savunmaya hazır olma öngörü

GUARDER : English Turkish

n. koruma, koruyan kimse, koruyucu, savunucu

GUARDHOUSE : English Turkish

n. askeri karakol, nizamiye

GUARDIAN : English Turkish

n. koruyucu, muhafız, gardiyan, veli, vasi