Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GYPSY LIFE : English Turkish

çingene hayatı, yerden yere gezilen göçebe hayatı

GYRAL : English Turkish

adj. girusla ilgili, girusa ait, beyin kıvrımı ile ilgili, beyin yüzeyindeki kıvrım veya yükselti ile ilgili (Anatomi)

GYRATE : English Turkish

v. döne döne gitmek, dönmek, topaç gibi dönmek

GYRATION : English Turkish

n. dönme, dönüş, devir

GYRATOR : English Turkish

n. jiratör, dönen kimse veya şey, döne döne giden kimse veya şey

GYRATORY : English Turkish

adj. sarmal olarak dönen

GYRE : English Turkish

n. dönme, daire biçiminde dönme, fırıl fırıl dönme; burkma; daire, spiral

GYRECTOMY : English Turkish

n. jirektomi, girusun ameliyatla alınması (beynin bir parçası olan)

GYRFALCON : English Turkish

n. akdoğan

GYRO : English Turkish

n. jiro, cayro pusula; jiroskop, seyrüseferle ilgili aygıtların denge sağlamalarına yardımcı olan aygıt; kızartılmış kuzu eti içeren ekmek arası (Yunan Mutfağı)

GYRO : English Turkish

pref. halka, daire, çember

GYRO HORIZON : English Turkish

n. yalancı ufuk, suni ufuk

GYROCOMPASS : English Turkish

n. ciroskoplu pusula, topaç pusulası

GYROGRAPH : English Turkish

n. devir ölçücü

GYROMAGNETIC : English Turkish

adj. döner manyetik, dönen yüklü parçacıkların manyetik özellikleri ile ilgili

GYROPILOT : English Turkish

n. otomatik pilot

GYROPLANE : English Turkish

n. ciroplan, otojiro

GYROSCOPE : English Turkish

n. jiroskop, cayroskop, denge çarkı

GYROSCOPIC : English Turkish

adj. cayroskopik

GYROSCOPICALLY : English Turkish

adv. jiroskopik olarak, jiroskop ile, jiroskopa ait bir şekilde

GYROSE : English Turkish

adj. kıvrımlı, dalgalı, kıvrak; bükümlü, dirsekli

GYROSTABILIZER : English Turkish

n. denge cayroskobu

GYROSTAT : English Turkish

n. cirostat

GYRUS : English Turkish

n. girus, beynin spiral şeklinde olan bölümü

GYVE : English Turkish

n. pranga, zincir, köstek