Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HAMMERLOCK : English Turkish

n. kolun arkaya bükülmesi, rakibin kolunun arkasına büküldüğü bir güreş tutuşu

HAMMERMAN : English Turkish

n. tokmakçı, dövücü, demirci, çekiç ile döven veya vuran kimse

HAMMERSMITH : English Turkish

n. dövmeci, demirci

HAMMERTOE : English Turkish

n. içe kıvrık ayak başparmağı

HAMMETT : English Turkish

n. Hammett, soyadı

HAMMOCK : English Turkish

n. hamak, asma yatak

HAMMURABI : English Turkish

n. Hammurabi, (Milattan Önce 1750 yılında ölen) Hammurabi yasaları olarak bilinen düstürü çıkaran Babil kralı

HAMMY : English Turkish

adj. jambon gibi, jambona benzeyen, jambon tadında; abartılmış biçimde oyunculuk yapan biri ile ilgili, amatör aktöre yönelik; abartılı

HAMPER : English Turkish

n. kapaklı sepet, piknik sepeti, sepet (hediye)

HAMPER : English Turkish

v. engel olmak, engellemek, aksatmak, köstek olmak, zorluk çıkarmak

HAMPERER : English Turkish

n. engelleyici, önleyici, engel olan veya zorlaştıran kişi veya nesne

HAMPSHIRE : English Turkish

n. Hampshire, güney İngiltere'de kontluk

HAMPSHIREMAN : English Turkish

n. hampshireli, Hampshire’de ikamet eden kimse (güney İngiltere’de bir ilçe)

HAMPSHIRITE : English Turkish

n. Hampshire’de yaşayan kimse, Hampshire mukimi (güney İngiltere’de bir ilçe)

HAMPTON : English Turkish

n. Hampton, soyadı; Wade Hampton (
1902), Birleşik Ordu generali, ABD Senatörü; Lionel Hampton (
2002), Amerikalı caz müzisyeni; Virginia'da bir şehir (ABD); New Hampshire'da bir şehir (ABD)

HAMPTON INN : English Turkish

Hampton Inn, genellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan ucuz moteller zinciri

HAMSHACKLE : English Turkish

v. gem vurmak, bir hayvanın ön ayaklarından birini iple başına bağlamak veya iliştirmek; zapt etmek, dizginlemek

HAMSTER : English Turkish

n. hamster, cırlak sıçan

HAMSTRING : English Turkish

n. diz arkasındaki kiriş, topuk kirişi

HAMSTRING : English Turkish

v. topuk kirişini keserek sakatlamak, topal etmek, sakatlamak, baltalamak, aksatmak

HAMULAR : English Turkish

adj. çengel biçimli, çengelsi, kanca şekilli

HAMULUS : English Turkish

n. kemik ucu kancası

HAMZA : English Turkish

n. hemze, gırtlak ünsüzünü belirtmede Arap imlasında kullanılan bir Arap işareti (İngilizcede genellikle kesme işareti ile belirtilir)

HAN : English Turkish

n. Han, Çin'in sınırlarını birleştiren ve genişleten ayrıca edebiyat ve sanatı destekleyen M.Ö. 206 ve Milattan sonra 220 yılları arasında sürekli olarak yöneten eski Çin hanedanı; genel olarak Çin halkı; orta Çin'de bir nehir; Çin'de geliştirilen ideogramlara verilen toplu isim (Çinliler, Japonlar ve Koreliler tarafından kullanılan); soyadı; kadın ismi

HAN'T : English Turkish

uğrak yeri, hayaletlerin uğradığı veya iskan ettiği yer; sık sık ziyaret edilen yer (çoğunlukla Güney Amerika Birleşik Devletlerinde kullanılır)