Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HANSEN'S DISEASE : English Turkish

n. cüzzam, (1873'te cüzzam mikrobunu ilk tanımlayan Gerhard A.Hansen'in adını almıştır)

HANSHIN TIGERS : English Turkish

n. Hanshin Tigers, Japon profesyonel beysbol takımı

HANSOM : English Turkish

n. iki tekerlekli tek atlı araba

HANSON : English Turkish

n. Hanson, soyadı; üç genç erkek kardeşten oluşan rock grubu

HANSZEN COLLEGE : English Turkish

n. Hanszen Koleji, Rice Üniversitesi'nde yerleşik kolej

HANTAVIRUS : English Turkish

n. hanta virüsü, farelerle taşınan ve hemorajik ateş ve pnömoniye sebep olan bir virüs türü

HANTS : English Turkish

n. Hants, Hampshire, güney İngiltere'de kontluk; Kanada'da bir vilâyet

HANUKKAH : English Turkish

n. Hanukah, Chanukkah, Işık Bayramı, Maccabees'in Antiochus Epiphanessekiz'in karşısında zafer kazandığı ve Tapınağa yeniden bağlılığı kutlayan sekiz gün süren Yahudi bayramı

HANUKKAH CANDLE : English Turkish

hanuka mumu, Yahudi Hanuka Bayramı'nda yakılan mum

HANUKKAH CANDLESTICK : English Turkish

Hanuka şamdanı, Hanuka menorası için olan mum; Hanuka menorası

HANUKKAH GIFT : English Turkish

Hanuka hediyesi, Yahudi Hanuka Bayramı şerefine verilen hediye

HANUMAN : English Turkish

n. hanuman, (Hinduizm) Hindu mitolojisinin maymun tanrısı, maymunların lideri ve Rama'nın yardımcısı

HANUMAN : English Turkish

n. hanuman, kafasında ve yüzünün yan taraflarında fırça gibi kılları olan ve Güney Asya’da görülen yerli küçük maymun

HANZOUND TM : English Turkish

n. Hanzound TM, Hanszen Koleji'ne ait (Rice Üniversitesi'nin) özel ses sistemi (Hanzen ve ses kelimelerinin kombinasyonu)

HAP : English Turkish

v. olmak, meydana gelmek, tesadüf etmek, rastlamak, rastgelmek

HAP : English Turkish

n. rastlantı, tesadüf, şans, baht

HAPAX LEGOMENON : English Turkish

sadece bir defa söylenen bir şey, belge veya resmi yazıda yalnızca bir kere çıkan kelime

HAPHAZARD : English Turkish

adj. gelişigüzel, rasgele, şans eseri

HAPHAZARD : English Turkish

adv. gelişigüzel, rasgele, şans eseri

HAPHAZARDLY : English Turkish

adv. rasgele

HAPHAZARDNESS : English Turkish

n. tesadüf, rastgelelik, düzensizlik; organizasyon eksikliği, dikkatsizlik

HAPLESS : English Turkish

adj. şanssız, tâlihsiz, bahtsız

HAPLESSLY : English Turkish

adv. talihsiz bir şekilde, kötü şans sonucu, bahtsız bir şekilde

HAPLESSNESS : English Turkish

n. talihsizlik, kötü şanslı olma durumu, bahtsızlık

HAPLOGRAPHY : English Turkish

n. tekleşmeli yazım, tekrarlanması gereken harf veya harfleri yanlışlıkla atlama