Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HARASSMENT : English Turkish

n. sıkma, rahatsızlık, usandırma, sinirlendirme

HARBINGER : English Turkish

n. haberci, müjdeci, işaret, müjde

HARBINGER : English Turkish

v. müjdelemek, muştulamak

HARBOR : English Turkish

n. liman, barınak, sığınak

HARBOR : English Turkish

v. barındırmak, beslemek, gütmek, barınmak, sığınmak, demir atmak

HARBOR DUES : English Turkish

liman ücreti, liman vergisi

HARBOR MASTER : English Turkish

n. liman başkanı

HARBOR SEAL : English Turkish

sığ su foku

HARBOR SUSPICION : English Turkish

şüphe beslemek, aklında şüpheli düşünceler beslemek

HARBORAGE : English Turkish

n. sığınak, barınak, korunan yer, melce; gemiler için barınak

HARBORED ILLUSIONS : English Turkish

yanılgı beslemek, yanlış izlenimler beslemek

HARBORER : English Turkish

n. barındıran kimse, sığınak sağlayan veya koruyan kimse, içinde düşünce veya duygu besleyen kimse

HARBORLESS : English Turkish

adj. limansız, limanı veya barınağı olmayan; sığınağı olmayan, barınaksız, korumasız

HARBOUR : English Turkish

n. liman, barınak, sığınak

HARBOUR : English Turkish

v. barındırmak, beslemek, gütmek, barınmak, sığınmak, demir atmak

HARBOURAGE : English Turkish

n. sığınak, barınak, korunan yer, melce; gemiler için barınak

HARBOURLESS : English Turkish

adj. limansız, limanı veya barınağı olmayan; sığınağı olmayan, barınaksız, korumasız

HARCOURT INTERNATIONAL EDUCATION GROUP : English Turkish

n. Harcourt Uluslararası Eğitim Grubu, erişkin eğitimi ile anaokulu için profesyonel sınıf materyalleri ve hizmetlerinin dünya çapında lider sağlayıcısı olan Reed Elsevier Grubu birimi More: www.harcourt.com

HARCOURT, INC. : English Turkish

n. Harcourt A.Ş., anaokulundan 12'nci sınıfa kadar öğrenci ve öğretmenlere ayrıca yetişkin öğrenciler ve her yaştan okuyuculara hizmet veren Reed Elsevier Grubu birimi olan eğitim şirketi (Harcourt şirketleri çeşitli kitap, dergi, elektronik öğrenme materyalleri, değerlendirmeler ve profesyonel gelişim programları sağlarlar)

HARD : English Turkish

adj. nasırlı, sert, katı, ağır, çetin, zor, sağlam, dayanıklı, güç, şiddetli, ekşi, ekşimiş, sıkı

HARD : English Turkish

adv. zorla, sıkı, sert, aşırı, yakın, yanında

HARD : English Turkish

n. sert penis

HARD AND FAST : English Turkish

katı, sert, değişmez

HARD AND FAST RULE : English Turkish

ayrıcalık kabul etmeyen kural, kesin kural, değişmez yasa

HARD AS IRON : English Turkish

demir gibi sert, kaskatı