Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HESHVAN : English Turkish

n. Heshvan, Yahudi takviminde yılın 2'nci ayı; dini Yahudi takviminde yılın 8'nci ayı

HESIOD : English Turkish

n. Hesiod, M.Ö. 8^nci yüzyılda yaşayan Yunan şair

HESITANCE : English Turkish

n. tereddüd, duraksama, kararsızlık

HESITANCY : English Turkish

n. tereddüd, duraksama, kararsızlık

HESITANT : English Turkish

adj. tereddüdlü, duraksayan, mızmız, kararsız, kuşkulu

HESITANTLY : English Turkish

adv. tereddüt ederek, duraksayarak, ikircikli bir şekilde, ağırdan alarak, kararsızca, işkilli bir şekilde

HESITATE : English Turkish

v. tereddüd etmek, duraksamak, çekinmek, teklemek

HESITATER : English Turkish

n. tereddüt eden, duraksayan, ikircikli kimse, ağırdan alan, kararsız, işkilli

HESITATING : English Turkish

adj. tereddüt etme, duraksama, ikircikli davranma, ağırdan alma, kararsız davranma, işkilli davranma

HESITATINGLY : English Turkish

adv. tereddüdle, duraksayarak

HESITATION : English Turkish

n. tereddüd, çekinme, duraksama, takılma

HESITATIVE : English Turkish

adj. tereddüt edici, duraksamaya neden olan, ikirciklilik yaratan, ağırdan almaya sebep olan, kararsızlık oluşturan, işkillilik yaratan

HESITATOR : English Turkish

n. tereddüt eden, duraksayan, ikircikli kimse, ağırdan alan, kararsız, işkilli

HESPERIAN : English Turkish

adj. batılı, bir batı ülke yerlisi veya burada yaşayan; dünyanın batı yarımküresinde bulunan veya Avrupalı ülkelerin özelliklerini taşıyan; (Zooloji) Hesperidae adlı kelebek familyasına ait veya bu familya ile ilgili

HESPERIAN : English Turkish

n. batılı, bir batı ülke yerlisi veya burada yaşayan

HESPERIDAE : English Turkish

n. bir kelebek familyası, bir kelebek türü

HESPERIDIN : English Turkish

n. hesperidin, narenciye meyvelerinde bulunan bir madde

HESPERUS : English Turkish

n. Akşam yıldızı, gece yıldızı olarak Venüs (gün batımından hemen sonra ışıldadığı zaman)

HESPERUS : English Turkish

n. sabah yıldızı, güneş batarken batı gökyüzünde görülen gezegen (özellikle de Venüs gezegeni)

HESS : English Turkish

n. Hess, soyadı; Victor Franz Hess (
1964), Avusturya doğumlu Amerikalı fizikçi, 1936 Nobel Ödülü sahibi; Dame Myra Hess (
1965), İngiliz piyanist; Walter Richard Rudolph Hess (doğum
1987), Nazi partisinde Alman görevli; Walter Rudolph Hess (
1973), İsviçreli fizyolog, 1949 Nobel Tıp Ödülü sahibi

HESSE : English Turkish

n. hesse

HESSEN : English Turkish

n. Hessen, Hesse, orta batı Almanya'da federal eyalet

HESSIAN : English Turkish

n. Hess'den gelen, Hess'de doğmuş ya da yaşayan kimse (orta Almanya); Amerikan Devrimi sırasında İngiliz ordusunda olan Alman paralı asker (özellikle Hess'den gelen asker); herhangi paralı asker

HESSIAN : English Turkish

adj. hesseli

HESSIAN : English Turkish

n. kendir bezi, çuval bezi