Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
I BEG YOU KINDLY : English Turkish

sana iyi niyetle yalvarıyorum, ciddiyetle rica ediyorum, lütfen, istirham ediyorum

I BEG YOUR PARDON : English Turkish

pardon

I BELIEVE THE BILL IS ADDED UP WRONG : English Turkish

sanırım hesap yanlış toplanmış

I BET : English Turkish

ahse girerim ki, eminim

I BET MY HEAD : English Turkish

kesinlikle eminim ki, hiç şüphesiz eminim, her iddiasına varım ki

I CAN'T AFFORD IT : English Turkish

en bunu karşılayamam, bütçem yeterli değil, çok pahalı; çok zor

I CAN'T AFFORD TO BUY THIS : English Turkish

unu satın almaya gücüm yetmez

I CAN'T FIND MY BAGGAGE : English Turkish

agajımı bulamıyorum

I CAN'T FIND MY PASSPORT ANYWHERE : English Turkish

pasaportumu hiçbir yerde bulamıyorum

I CAN'T HELP IT : English Turkish

elimde değil., elimden gelmez., kendimi tutamıyorum

I CAN'T TELL THE DIFFERENCE : English Turkish

fark göremiyorum, birini diğerinden ayırt edemiyorum, bir değişiklik görmüyorum

I CANNOT AFFORD IT : English Turkish

en bunu karşılayamam, bütçem yeterli değil, çok pahalı; çok zor

I CANNOT BEAR HIM : English Turkish

ona katlanamıyorum

I CANNOT BEAR IT : English Turkish

una dayanamam, buna katlanamam, buna tahammülüm yok

I CANNOT BELIEVE MY EARS : English Turkish

kulaklarıma inanamıyorum, duyduklarımın doğru olduğuna inanamıyorum

I CARE ABOUT YOU : English Turkish

sana değer veriyorum, benim için önemlisin, sana karşı güçlü hislerim var

I CERTIFY HEREWITH : English Turkish

ilşik olarak onaylıyorum, burada beyan ediyorum, burada doğruluyorum, bu vesileyle garanti ediyorum

I CHING : English Turkish

I Ching, falcılıkta kullanılmak için simgeler ve metin içeren eski Çin kitabı

I CLEAN FORGOT : English Turkish

tamamen unuttum

I CONFESS : English Turkish

itiraf ediyorum, kabul ediyorum (cezai suç, duygu, vs.)

I CONFIRMED THE RESERVATION IN LONDON : English Turkish

ezervasyonumu londra'dan onaylatmıştım

I COULDN'T CARE LESS : English Turkish

eni hiç mi hiç ilgilendirmiyor, umurumda değil

I COULDN'T HELP HEARING : English Turkish

kulak misafiri oldum, istemeden duydum, istemeden duymuş oldum

I COULDN'T IMAGINE WHO IT WAS : English Turkish

kim olduğunu hatırlayamadım, kim olduğunu anlayamadım

I DARE SAY : English Turkish

diyebilirim ki., sanırım