Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
JESSY : English Turkish

n. (British Argo) kadınsı veya çok duygusal erkek

JEST : English Turkish

n. şaka, alay

JEST : English Turkish

v. şaka söylemek, şaka yapmak

JEST BOOK : English Turkish

n. mizah kitabı, fıkra kitabı, şaka kitabı

JEST WITH : English Turkish

irine şaka yapmak, birine takılmak, sataşmak, şakalaşmak

JESTER : English Turkish

n. şakacı, soytarı, maskara

JESTING : English Turkish

adj. şakacı, komik, gülünç, şakalı

JESTINGLY : English Turkish

adv. şaka yollu, şaka olarak

JESUIT : English Turkish

n. cizvit

JESUITIC : English Turkish

adj. İsa vakfından olan, Cizvitler'e ait ya da ilgili olan (Roma Katolik tarikatı); kurnaz, aldatıcı, düzenbaz, ikiyüzlü

JESUITICAL : English Turkish

adj. İsa vakfı üyeleriyle ilgili, Cizvitler'e ait ya da ilgili olan (Roma Katolik tarikatı); kurnaz, aldatıcı, düzenbaz, ikiyüzlü

JESUITICALLY : English Turkish

adv. kurnazca, İsa vakfı üyeleri gibi, sinsice, kurnazca, önceden tasarlayarak, hilek3ar bir şekilde, planlı bir şekilde, şeytanca

JESUITISM : English Turkish

n. jesuitism, Cizvitler ’in uygulamaları ve gelenekleri; Cizvitler ‘in öğrenimi ve dini öğretileri; hilekârlık; bir amaca ulaşmak için yapılan hilekârlıklar

JESUITRY : English Turkish

n. cizvitlik, safsata

JESUS : English Turkish

n. İsa, Hazreti İsa, İsa peygamber

JESUS CHRIST : English Turkish

n. İsa Mesih, Nasıralı İsa (M.Ö.~
Milattan sonra 29), Mesih olduğunu iddia eden ve doktrinleri Hristiyan dininin temellerini oluşturan Celile'den gelen Yahudi peygamber

JESUS CHRIST : English Turkish

interj. Aman Tanrım, Hayret bir şey!, Tanrım! (sürpriz, öfke, vs. belirtmek için kullanılan ünlem)

JESUS CHRIST : English Turkish

n. İsa peygamber, hazreti İsa

JESUS FISH : English Turkish

n. İsa balığı, Ichthys, ichthus, Hristiyanlık ‘ta sembol olan balık, genellikle Yunan harfleriyle yazılmış olan "İsa Mesih, Tanrı'nın Oğlu, Kurtarıcı" anlamına gelen balık şeklindeki hamail

JET : English Turkish

n. oltu taşı, karakehribar, fışkırma, fıskıye, jet, jet uçağı, jet motoru

JET : English Turkish

v. fışkırtmak, jet ile uçmak

JET : English Turkish

adj. simsiyah, kapkara

JET AGE : English Turkish

n. jet çağı

JET BLACK : English Turkish

abanoz gibi, simsiyah, kapkara, abanoz siyahı

JET BOMBER : English Turkish

n. jet bombardıman uçağı