Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
JEWISH FOOD : English Turkish

Yahudi yiyecekleri, Yahudi halkının geleneksel yemekleri

JEWISH FOUNDATION FUND : English Turkish

Yahudi Vakfı Fonu, İsrail'in gelişmesini desteklemek için Siyonist örgüt ve Yahudi ajansı tarafından kurulan fon

JEWISH HERITAGE : English Turkish

yahudi mirası, Yahudi halkının mirası ve adetleri

JEWISH HOLY DAY : English Turkish

Yahudi kutsal günü, Yahudi halkının dini bayramı

JEWISH MOTHER : English Turkish

Yahudi anası, aşırı koruyucu olan ve karışan anne stereotipi

JEWISH NATIONAL FUND : English Turkish

Yahudi Ulusal Fonu, İsrail'deki projeleri desteklemek için para toplayan uluslararası Yahudi örgütü (ağaç dikme, su projeleri, vs.)

JEWISH NEW YEAR : English Turkish

Yahudi Yeni Yılı, Yahudi takviminde Tishri ayının birinci ve ikinci günleri, Yahudi yılının ilk günü, Yahudi yılının başlangıcındaki bayram

JEWISH ORTHODOX COURT : English Turkish

Yahudi ortodoks mahkemesi, Ortodoks Yahudiliğin dini mahkemesi

JEWISH RELIGION : English Turkish

Yahudi dini, İbrani İnciline ve Yahudi sözlü kanununa dayalı olan inançlar sistemi (Tevrat, Talmud, Mişna ve Gemara'yı dahil eden)

JEWISH RELIGIOUS LAWS : English Turkish

Yahudi Dini kanunları, Yahudi dinine şekil veren kanunlar

JEWISH RELIGIOUS LITERATURE : English Turkish

Yahudi dini edebiyat, Yahudi diniyle ilgili olan edebiyat

JEWISH STUDIES : English Turkish

Yahudi araştırmaları, Yahudilik araştırması, Yahudi dini incelemesi

JEWISH WOMAN : English Turkish

Yahudi kadını, Yahudi dinine inanan kadın, Yahudi mirasından olan kadın

JEWISH ZIONISM INSTITUTE : English Turkish

Yahudi Siyonist Enstitüsü, Siyonist ve Yahudi araştırmaları sağlayan enstitü

JEWISH-AMERICAN PRINCESS : English Turkish

Yahudi-Amerikalı Prenses, lüks hayat hakkına sahip olduğunu düşünen zengin Yahudi-Amerikalı kadın, JAP (küçük düşürücü argo)

JEWISH-OWNED : English Turkish

Yahudi sahibi olan, Yahudi halkı tarafından sahip olunan (iş, vs.)

JEWISHLY : English Turkish

adv. Yahudi gibi, Yahudi tarzında; Yahudi halkının yolunda

JEWISHNESS : English Turkish

n. Yahudilik, Yahudi olma niteliği

JEWRY : English Turkish

n. museviler, yahudiler, yahudi mahallesi, getto

JEWS : English Turkish

n. Yahudiler, Abraham’ın soyundan gelen Sami halkı için kullanılan genel ad, Museviler

JEZEBEL : English Turkish

n. kötü kadın, ahlaksız kadın

JEZREEL : English Turkish

n. Jezreel, Jezreel vadisi, Esdraelon, kuzey İsrail'de Celile ve Samaria tepeleri arasında bulunan vadi

JEZREELITE : English Turkish

n. Jezreel Vadisi’nde oturan veya yerli kimse (İsrail)

JEZZINE : English Turkish

n. Jezzine, güney Lübnan'da bir yerleşim yeri

JFJ : English Turkish

çok sevinmek, heyecanlı olmak, sevinçten aşağı ve yukarı zıplamak (İnternet Argosu)