English Turkish
JOBBER : English Turkish
n. geçici işçi, yevmiyeli işçi, aracı, toptancı, borsa simsarı, karaborsacı, vurguncu, görevini kötüye kullanan kimse
JOBBERNOWL : English Turkish
n. (Argo) salak, geri zekâlı, aptal kimse
JOBBERY : English Turkish
n. görevini kötüye kullanma, vurgunculuk, karaborsacılık
JOBBIE : English Turkish
n. (Argo) erkek, erişkin erkek
JOBBING : English Turkish
n. yevmiyeli çalışma, komisyonculuk, simsarlık, spekülatörlük, toptancılık, dalavere
JOBCENTRE : English Turkish
n. (UK) iş ve işçi bulma merkezi, şehirde veya kasabada işlerin ilan edildiği devlet dairesi
JOBHOLDER : English Turkish
n. iş sahibi, devamlı bir işi olan kimse, işçi, çalışan; kamu çalışanı (Argo)
JOBHUNTER : English Turkish
n. iş arayan kimse, aktif bir şekilde uygun iş arayan kimse
JOBLESS : English Turkish
n. iğsizler, işsizler
JOBLESS : English Turkish
adj. işsiz
JOBLESS RATE : English Turkish
işsizlik oranı, işsiz insanlar oranı
JOBLESSNESS : English Turkish
n. işsizlik, işsiz olma durumu
JOBSEEKER : English Turkish
n. iş arayan kimse, halen iş arayan kimse, iş arama
JOBSHARING : English Turkish
n. iş paylaşımı, gün veya hafta boyunca farklı saatlerde çalışan iki kişi arasında bir iş için ücret ödeme ve görevleri paylaştırma uygulaması
JOBSWORTH : English Turkish
n. önemsiz kuralları dikkatsiz bir şekilde savunan memur, önemsiz bürokrat
JOBURG : English Turkish
n. Joburg , Jo'burg, Johannesburg (Güney Afrika)
JOBWORK : English Turkish
n. yevmiyeli iş, götürü iş, piyasa matbaacılığı
JOCASTA : English Turkish
n. Jocasta , (Yunan Mitolojisi) oğlu olduğunu bilmeyerek Oedipus ile evlenen Thebes kraliçesi
JOCK : English Turkish
n. İskoçyalı
JOCKEY : English Turkish
n. jokey, cokey, binici
JOCKEY : English Turkish
v. kandırmak, dolandırmak, kurnazca aldatmak
JOCKEY FOR : English Turkish
v. elde etmeye çalışmak, gayret etmek, her yolu denemek
JOCKEY INTO : English Turkish
tahrik etmek, kışkırtmak
JOCKEY SHORTS : English Turkish
n. Jockey shorts, kısa ve dar iç çamaşırı ticari markası, slip ticari marka ismi
JOCKEY SMB. INTO A POSITION : English Turkish
lânse ederek iyi duruma getirmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani