English Turkish
KITCHEN : English Turkish
n. mutfak
KITCHEN : English Turkish
adj. mutfak
KITCHEN CABINET : English Turkish
mutfak dolabı, mutfakta bulunan mutfak eşyaları ve yiyecek saklamak için kullanılan dolap; (Siyaset) Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın en yakın danışmanları olan hükümet üyeleri
KITCHEN GARDEN : English Turkish
sebze bahçesi
KITCHEN MAID : English Turkish
mutfak hizmetçisi, mutfakta yardım eden bayan hizmetçi
KITCHEN POLICE : English Turkish
mutfak görevlisi, askerlere verilen mutfakta çalışma ve aşçılara yardım etme görevi; bu görevi mutfakta uygulamak için seçilen askerler
KITCHEN RANGE : English Turkish
n. mutfak sobası
KITCHEN SINK DRAMA : English Turkish
n. işçi sınıfının hayatını canlandıran İngiliz drama türü
KITCHEN STUFF : English Turkish
n. mutfak kirleri, taşan tencere ve tavalardan biriken yağlar
KITCHEN TOWEL : English Turkish
mutfak havlusu, kurulamak için kullanılan küçük havlu (örn.: elleri, bulaşıkları, mutfak tezgahını, vs.)
KITCHEN UTENSIL : English Turkish
n. mutfak malzemesi
KITCHEN UTENSILS : English Turkish
mutfak eşyaları, mutfak aletleri, mutfak gereçleri, yemek yapmak ve yemek için kullanılan aletler
KITCHENER : English Turkish
n. Ontario eyaletinde bir şehir (Kanada); bir soyadı; Horatio Herbert Kitchener (
1916), İngiliz mareşal ve devlet adamı
KITCHENER : English Turkish
n. mutfak sobası
KITCHENET : English Turkish
n. ufak mutfak, küçük mutfak
KITCHENETTE : English Turkish
n. küçük mutfak
KITCHENMAID : English Turkish
n. mutfak hizmetçisi
KITCHENMIDDEN : English Turkish
n. mutfak çöpü, yemek artıkları
KITCHENWARE : English Turkish
n. mutfak gereçleri
KITE : English Turkish
n. uçurtma, çaylak, karşılıksız çek, uçak
KITE FLYING : English Turkish
n. uçurtma uçurma, ağız arama, karşılıksız çek verme, sahte bono düzenleme
KITE MARK : English Turkish
n. uçurtma şeklinde kalite damgası
KITEMARK : English Turkish
n. (Britanya'da) İngiliz Standartları Enstitüsü tarafından onaylanan ticari ürünlerin kalitesini gösteren resmi işaretlerin markası (uçurtma şeklinde)
KITER : English Turkish
n. uçurtmacı, uçurtma uçurtan kimse; namussuzca para kazanan kimse
KITESURFING : English Turkish
n. uçurtma sörfü, büyük uçurtma ve sörfün kullanıldığı hava manevraların yapılığı rüzgâr sörfünün bir çeşidi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani