Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LARGE RADISH : English Turkish

n. bayırturpu

LARGE SCALE : English Turkish

üyük ölçekli, geniş çapta, büyük

LARGE SCREENS : English Turkish

üyük ekranlar, üzerine filmlerin yansıtıldığı büyük düz yüzey (sinemalarda, açık hava etkinliklerinde, vs.)

LARGE SIZE : English Turkish

n. çok büyük boy, büyük boy

LARGE-BONED : English Turkish

kemikli, büyük kemikleri olan, iskeleti büyük ağır kemiklerden oluşan

LARGE-HEARTED : English Turkish

geniş kalpli, cömert, geniş gönüllü, yardımsever

LARGE-MINDED : English Turkish

açık fikirli, özgür düşünceli, hoşgörülü, açık görüşlü, değişik fikirlere ve görüşlere açık olan

LARGE-MINDEDNESS : English Turkish

açık fikirlilik, hoşgörülü olma, özgür düşünceli olma, değişik fikirlere ve görüşlere açık olma

LARGE-SCALE : English Turkish

üyük ölçekli, çok büyük, kapsamlı

LARGELY : English Turkish

adv. çok, bolca, fazlasıyla, başlıca, genellikle, genelde

LARGENESS : English Turkish

n. genişlik, büyüklük, irilik, yücelik

LARGER THAN LIFE : English Turkish

adj. olduğundan büyük, büyütülmüş, efsanevi

LARGESS : English Turkish

n. cömertlik, bağış, büyük hediye, bağışlama

LARGESSE : English Turkish

n. cömertlik, bağış, büyük hediye, bağışlama

LARGHETTO : English Turkish

n. larghetto, oldukça yavaş hızla çalınan müzik parçası (Müzik)

LARGHETTO : English Turkish

adj. larghetto, oldukça yavaş, çok hızlı değil (Müzik)

LARGISH : English Turkish

adj. büyükçe, irice

LARGO : English Turkish

adv. yavaş, largo, yavaş çalınan parça

LARI : English Turkish

n. lari [fin.]

LARIAT : English Turkish

n. kement

LARINE : English Turkish

adj. martı gibi, martıya benzeyen; martı familyasına ait olan

LARK : English Turkish

n. tarlakuşu, toygar, şaka, muziplik, şey, boş lâf, saçmalık, acayiplik

LARK : English Turkish

v. şaka yapmak, muziplik yapmak, takılmak

LARK ABOUT : English Turkish

şaka yapmak, muziplik yapmak, takılmak

LARK AROUND : English Turkish

v. şaka yapmak, muziplik yapmak, takılmak