Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LEASOR : English Turkish

n. kiracı, kiraya veren kimse, kiralayan kimse

LEAST : English Turkish

n. en az derece, en az miktar

LEAST : English Turkish

adj. en küçük, asgari, en ufak, en az

LEAST : English Turkish

adv. en az derece

LEAST COMMON MULTIPLE : English Turkish

en küçük ortak kat, en küçük ortak çarpan, verilmiş sayılar dizisi arasında paylaşılan en küçük kat

LEAST OF ALL : English Turkish

hiç, zerre kadar

LEAST OF POSSIBLE EVILS : English Turkish

kötünün iyisi, bir grup kötü seçenek arasında en iyi olan şey

LEAST SAID SOONEST MENDED : English Turkish

in düşün bir söyle, susmak altındır, sessiz kalmak sorunları önler, söylememek incitici bir düşünceyi söylemeyi önler

LEASTWAYS : English Turkish

adv. hiç olmazsa

LEASTWISE : English Turkish

adv. herhalde

LEATHER : English Turkish

n. deri, meşin, kösele, futbol topu

LEATHER : English Turkish

v. kösele ile kaplamak, kayışla dövmek, kamçılamak

LEATHER BAG : English Turkish

deri çanta, işlenmiş hayvan derisinden yapılmış çanta

LEATHER BOTTLE : English Turkish

tulum

LEATHER BOUND : English Turkish

adj. deri ile ciltlenmiş, kısmen veya tamamen deri ile bağlanmış; deri ile kaplanmış (kitap için kullanılan genel terim)

LEATHER DRESSER : English Turkish

n. deri işçisi

LEATHER JACKET : English Turkish

deri mont, hayvan derisinden yapılmış olan ceket veya palto

LEATHER POUCH : English Turkish

deri kese, deriden yapılmış küçük kese, küçük deri çanta

LEATHER WALLET : English Turkish

deri cüzdan, hayvan derisinden yapılmış lan cüzdan

LEATHERBACK : English Turkish

n. deri sırtlı kaplumbağa, deri sırtlı deniz kaplumbağası, köseleye benzeyen kabuğu olan ve 7 fitten daha uzun olabilen yaşayan en büyük deniz kaplumbağası (tropikal sularda bulunan)

LEATHERBOUND : English Turkish

adj. deri ile ciltlenmiş, kısmen veya tamamen deri ile bağlanmış; deri ile kaplanmış (kitap için kullanılan genel terim)

LEATHERETTE : English Turkish

n. meşin benzeri kâğıt, suni deri

LEATHERINESS : English Turkish

n. deri gibi olma niteliği, deri kalitesi; dayanıklılık

LEATHERING : English Turkish

n. kayışla dövme, dayak atma

LEATHERN : English Turkish

adj. kösele gibi, kayış gibi; deriden yapılan; deriye benzeyen