Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LEFT LUGGAGE OFFICE : English Turkish

kayıp eşya bürosu

LEFT NO CHOICE : English Turkish

seçenek bırakmadı, başka seçenek bırakmadı

LEFT NO LOOSE ENDS : English Turkish

tüm işleri bitirdi, yapılmadık hiçbir şey bırakmadı, gitmeden önce tüm işlerini tamamladı

LEFT OFF : English Turkish

hariç tutulmuş, çıkarılmış, atlanmış; durdurulmuş, kesilmiş

LEFT OVER : English Turkish

artık, arda kalan, artan şey olman

LEFT SIDE : English Turkish

sol taraf, solda bulunan taraf, sağ tarafa zıt olan taraf, iskele

LEFT STAND : English Turkish

n. sol tribünde

LEFT THE COUNTRY : English Turkish

ülkeden ayrıldı, ülkeyi terk etti, başka bir ülkeye göç etti

LEFT THE DOOR OPEN : English Turkish

açık kapı bıraktı, değişik olanaklara açıktı, son kararını vermedi

LEFT THE SCENE : English Turkish

sahneden ayrıldı, sahneden uzaklaştı, mekandan ayrıldı

LEFT TO ONE'S OWN DEVICES : English Turkish

adj. kendi haline bırakılmış, yalnız bırakılmış; denetlenmemiş

LEFT TO THE MERCIES OF : English Turkish

-in insafına bırakılmış,
in insafına kamış,
in merhametine teslim edilmiş

LEFT TO THEIR OWN DEVICES : English Turkish

kendi hallerine bırakılmışlar, kendi imkanlarıyla başa çıkmaları için bırakılmışlar, başkasından gelen bir yardım olmadan bırakılmışlar, kendi kendilerini idare etmeye bırakılmışlar

LEFT WING : English Turkish

n. sol taraf, binanın sol tarafı, sol kanat

LEFT WINGER : English Turkish

sol görüşlü, aşırı liberal, aşırı liberal siyasi görüşleri olan kimse

LEFT WITH HIS TAIL BETWEEN HIS LEGS : English Turkish

korkak çıktı, ödlek çıktı

LEFT-CLICK : English Turkish

sol tıklama, farenin sol tuşuna basma

LEFT-HANDEDNESS : English Turkish

solaklık, sol elini kullanmayı tercih etme, sol elini kullanma durumu

LEFT-HANDER : English Turkish

solak kimse, sol elini kullanmayı tercih eden kimse

LEFT-RIGHT : English Turkish

ir sağ bir sol, bir tempoya göre yürümek, adım uydurarak yürüyüş yapmak

LEFTHANDED : English Turkish

adj. solak, sol elini kullanmayı tercih eden

LEFTHANDEDNESS : English Turkish

n. solaklık, sol elini kullanmayı tercih etme durumu, sol elin dominant olduğu durum; şüpheli olma durumu, tartışılabilir nitelik; beceriksizlik

LEFTISH : English Turkish

adj. biraz solcu, bir dereceye kadar solcu görüşlü olan, bir parça liberal (siyasi görüşler)

LEFTISM : English Turkish

n. solculuk, liberalizm, radikalizm (Siyasi)

LEFTIST : English Turkish

n. solcu