Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
LUPINE : English Turkish

adj. kurt gibi, kurt ile ilgili

LUPUS : English Turkish

n. Lupus, deri veremi

LURCH : English Turkish

n. zor durum, sendeleme, sallanma, silkinme

LURCH : English Turkish

v. sallanmak, sendelemek, silkinmek

LURCHER : English Turkish

n. pusucu, hırsız, dolandırıcı

LURE : English Turkish

n. yem, tuzak, çığırtkan, cazibe

LURE : English Turkish

v. cezbetmek, yemlemek, ayartmak

LUREX : English Turkish

n. plastik kaplı metal kablo markası; bu metal kablonun el veya fabrika ürünü

LURID : English Turkish

adj. korkunç, korkutucu, kızıl, yangın kızıllığı gibi

LURK : English Turkish

v. pusuya yatmak, gizlenmek

LURKING : English Turkish

adj. gizlenmiş

LURKING PLACE : English Turkish

pusu yeri

LUSAKA : English Turkish

n. Lusaka, Zambia'nın başkenti

LUSATIA : English Turkish

n. Lusetya, Almanya'nın doğusu ve Polonya'nın güneybatısı arasında Orta Avrupa bölgesi (Elbe ve Oder nehirleri arasında)

LUSATIAN : English Turkish

n. Lusetyalı, Lusatia'nın yerlisi yada orada ikamet eden kimse

LUSATIAN : English Turkish

n. Almanya'nın güneydoğusunda kırsal kesimde konuşulan Slav dili

LUSATIAN : English Turkish

adj. Lusetya veya oranın halkları ile alakalı

LUSCIOUS : English Turkish

adj. tatlı, lezzetli, ağız sulandıran

LUSCIOUSNESS : English Turkish

n. tatlılık, lezzet

LUSH : English Turkish

n. içkici tip, ayyaş

LUSH : English Turkish

v. çok içmek, çok içirmek

LUSH : English Turkish

adj. sulu, özlü, bereketli, bol, içkici

LUST : English Turkish

n. şehvet, seks düşkünlüğü, arzu

LUST : English Turkish

v. arzulu olmak, şehvetli olmak

LUST AFTER : English Turkish

v. arzulamak, çılgınca istemek