Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ARTICLES OF CONFEDERATION : English Turkish

Konfederasyon Ahitnamesi; Birleşik Devletler’in
1789 yılları arasında yürürlükte olan başlangıçtaki anayasası (daha sonra şu an yürürlükte olan 1789 tarihli ABD Anayasası ile değiştirilmiştir)

ARTICULACY : English Turkish

n. düşüncelerini kolayca ifade edebilme niteliği, açıkça söyleme niteliği, rahatça konuşabilme niteliği; açıkça anlatım kabiliyeti, telaffuz netliği

ARTICULAR : English Turkish

adj. artiküler, eklemlerle ilgili

ARTICULAR RHEUMATISM : English Turkish

n. eklem romatizması

ARTICULATA : English Turkish

n. Artikulatlar; vücutları ve uzuvları birleştirilmiş bölümlerden oluşan hayvanların alt bölümü (Zooloji)

ARTICULATE : English Turkish

adj. açık, açıkça belirtilmiş, tane tane söylenmiş, kolay anlaşılan, düşüncelerini kolay ifade edebilen, konuşkan, eklemli

ARTICULATE : English Turkish

v. açıkça söylemek, hecelemek, açık seçik belirtmek, telaffuz etmek, tane tane söylemek, eklemlerle birleştirmek

ARTICULATED : English Turkish

adj. eklemli, boğumlu; mafsallı

ARTICULATED LORRY : English Turkish

treyler

ARTICULATELY : English Turkish

adv. kolay anlaşılabilir şekilde, açıkça ifade edilmiş bir şekilde

ARTICULATENESS : English Turkish

n. açıkça anlatım kabiliyeti; telaffuz netliği, tutarlılık, konuşma sanatı

ARTICULATION : English Turkish

n. berrak söyleyiş, temiz ifade, telâffuz, söyleme, eklemleme, bitiştirme, boğum, eklem; mafsal

ARTICULATOR : English Turkish

n. eklemleyici, ifade eden bir şey; telaffuz ile ilgili olan organ; takma diş yapma aleti

ARTICULATORY : English Turkish

adj. mafsallı, parçalara bölünmüş (Fonatik)

ARTIE : English Turkish

n. bir erkek ası (Arthur’un bir biçimi); bir kadın adı; West Virginia’da (ABD) bir kasaba

ARTIFACT : English Turkish

n. insan eliyle yapılmış şey, ilk insanların yaptığı sanat eseri, yapay doku

ARTIFACTITIOUS : English Turkish

adj. insan eliyle yapılmış, insan eliyle yapılan şeye ait, insan eliyle yapılan şeyle igili

ARTIFICE : English Turkish

n. hile; kurnazlık, marifet, beceri, sanat

ARTIFICER : English Turkish

n. esnaf, zanaatkâr, sanatçı, sanatkâr, zanaatkâr asker

ARTIFICIAL : English Turkish

adj. yapay, suni, takma, eğreti, yapma, sahte, yapmacık

ARTIFICIAL ABORTION : English Turkish

istemli düşük, hamileliğin ilaç ile sona erdirilmesi, ilaç veya cerrahi yöntemle gerçekleşen kürtaj

ARTIFICIAL ALIMENTATION : English Turkish

suni beslenme, yapay beslenme

ARTIFICIAL ARM : English Turkish

yapay kol, prostetik kol, eksik olan kolun yerine geçmesi için olan yapay kol

ARTIFICIAL EARTH SATELLITE : English Turkish

n. suni dünya uydusu, üretilmiş olan herhangi bir gök cisminin yörüngesi etrafına yerleştirilen uydu

ARTIFICIAL EYELASHES : English Turkish

yapay kirpikler, birinin doğal kirpiklerini büyütmek için göz kapaklarına yapıştırılan sahte kirpikler