Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
MARCIANO : English Turkish

n. bir soyadı

MARCO : English Turkish

n. bir erkek ismi

MARCO POLO : English Turkish

n. Marko Polo, (
1324) Venedikli İtalyan tüccar ve kaşif, Asya'da seyehat eden ilk Avrupalı kaşiflerden biri

MARCONI : English Turkish

n. Markoni, bir soyadı; Guglielmo Marconi (
1937), İtalyan elektrik mühendisi ve fizikçi, telsiz iletişiminin mucidi, fizik alanında 1909 Nobel Ödülü sahibi, sıklıkla "radyonun babası" olarak adlandırılır

MARCUS : English Turkish

n. bir erkek ismi; bir soyadı

MARCUS AURELIUS : English Turkish

(MS.
180) Roma imparatoru, felsefik çalışma "The Meditations" ın (Meditasyonlar) yazarı

MARCUS GARVEY : English Turkish

n. (
1940) ABD'li siyahi milliyetçi ve lider, Evrensel Zenci Gelişim Birliği'nin kurucusu

MARCUS PORCIUS CATO : English Turkish

n. Yaşlı Cato , Cato the Censor (MÖ.
149), Romalı devlet adamı ve ünlü asker, ilk Roma tarihini yazan yazar

MARCUS PORCIUS CATO UTICENCIS : English Turkish

n. Genç Cato (MÖ.
46), Roma Cumhuriyeti'nin sonlarında devlet adamı, Yaşlı Cato'nun torununun oğlu

MARCUS TULLIUS CICERO : English Turkish

n. Çiçero (MÖ.
43), Romalı devlet adamı ve yazar

MARCUSE : English Turkish

n. bir soyadı

MARDI GRAS : English Turkish

üyük perhizden önceki salı

MARDUK : English Turkish

n. (Babil ile ilgili Mitoloji) ana Babil tanrısı

MARE : English Turkish

n. kısrak, aydaki karanlık düzlük

MARE'S NEST : English Turkish

n. asılsız haber, boşa çıkma, görünüşte önemli değersiz buluş, havayı alma

MARGARET : English Turkish

n. bir bayan ismi

MARGARET MITCHELL : English Turkish

n. (
1949) Amerikalı romancı, "Rüzgar Gibi Geçti" nin yazarı

MARGARET THATCHER : English Turkish

Margaret Thatcher, (1925 doğumlu) Büyük Britanya'nın başbakanı (
1990)

MARGARINE : English Turkish

n. margarin

MARGE : English Turkish

n. kenar

MARGERY : English Turkish

n. bir bayan ismi (Margaret'ın bir şekli)

MARGIE : English Turkish

n. bir bayan ismi (Margaret'ın bir şekli)

MARGIN : English Turkish

n. kenar, pay, fazlalık, ayrım, mesafe, tolerans, ihtiyat akçesi

MARGIN : English Turkish

v. kenara yazmak, kenar yapmak

MARGINAL : English Turkish

adj. marjinal, kenarda olan, sınırdaki, değeri düşük