Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
MEDITERRANEAN SEA : English Turkish

akdeniz, ara deniz

MEDIUM : English Turkish

n. orta, ortam, araç, vasıta, çare, medyum

MEDIUM : English Turkish

adj. orta, vasat, ortalama

MEDIUM RARE : English Turkish

n. phr

MEDIUM RARE, PLEASE : English Turkish

orta lütfen

MEDLAR : English Turkish

n. muşmula

MEDLEY : English Turkish

n. karışım, çeşni, potpuri

MEDLEY : English Turkish

adj. karışık, çeşitli

MEDTRONIC : English Turkish

n. Medtronic Şirketi, Minnesota merkezli ABD'li şirket, medikal ürünler ve teknolojiler üreticisi ve geliştiricisi

MEDULLA : English Turkish

n. ilik, öz, medulla

MEDULLA OBLONGATA : English Turkish

eynin omuriliğe bitişik kısmı, soğan ilik

MEDULLARY : English Turkish

adj. iliksi, ilikli

MEDUSA : English Turkish

n. medusa, yılan saçlı tanrıça, denizanası

MEED : English Turkish

n. ödül, mükâfat

MEEK : English Turkish

adj. yumuşak başlı, uysal, alçakgönüllü, mütevazi, ezik, silik

MEEK SPIRITED : English Turkish

adj. alçakgönüllü

MEEKLY : English Turkish

adv. uysalca

MEEKNESS : English Turkish

n. uysallık, alçakgönüllülük

MEERSCHAUM : English Turkish

n. lületaşı, eski şehir taşı

MEERUT : English Turkish

n. Hindistan'ın kuzeyinde Uttar Pradesh'te bir şehir

MEET : English Turkish

n. karşılaşma, yarışma

MEET : English Turkish

v. görüşme yapmak, karşılaşmak, rastlamak, toplanmak, bulmak, tanışmak, görüşmek, buluşmak, karşılamak, kavuşmak, başına gelmek, uğramak, yerine getirmek

MEET : English Turkish

adj. uygun, münasip

MEET A NEED : English Turkish

v. ihtiyacı karşılamak

MEET BY CHANCE : English Turkish

v. rastlamak, rastgelmek