Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
MELCHIZEDEK : English Turkish

n. rahip ve Salem kralı (İncil'in Yaratılış kitabında); Mormon Klisesinde rahipler sınıfı; bir erkek ismi (İbranice)

MELD : English Turkish

v. karışmak, karıştırmak, birleşmek

MELEE : English Turkish

n. meydan kavgası

MELIA AZEDARACH : English Turkish

sıklıkla mesire yerleri hatlarında kullanılan İsrail'de yaygın dekoratif ağaç

MELILOT : English Turkish

n. kokulu yonca, sarı yonca

MELINITE : English Turkish

n. melinit, dumansız barut

MELIORATE : English Turkish

v. düzeltmek, düzelmek, iyileşmek

MELIORATION : English Turkish

n. ıslah, düzeltme

MELIORISM : English Turkish

n. dünyanın düzeldiği inancı, iyimserlik

MELIORIST : English Turkish

n. iyimser kimse, dünyanın iyileştiğine inanan kimse

MELISSA : English Turkish

n. Melisa [bot.], oğulotu [bot.]

MELLIFEROUS : English Turkish

adj. bal yapan, bal taşıyan

MELLIFLUENCE : English Turkish

n. tatlı dil

MELLIFLUENT : English Turkish

adj. tatlı

MELLIFLUENTLY : English Turkish

adv. tatlı dille

MELLIFLUOUS : English Turkish

adj. bal gibi, tatlı, akıcı

MELLON : English Turkish

n. Andrew William Mellon (
1937), ABD'li yatırımcı ve hayırsever,
1932 arası ABD Hazine Bakanı; bir soyadı

MELLOW : English Turkish

v. olgunlaşmak, yumuşamak, yumuşatmak

MELLOW : English Turkish

adj. olgun, yumuşak, tatlı, yıllanmış

MELLOWNESS : English Turkish

n. olgunluk, yumuşaklık, tatlılık

MELODIC : English Turkish

adj. melodik, ahenkli

MELODIOUS : English Turkish

adj. ahenkli, uyumlu, melodiye ait

MELODIOUSLY : English Turkish

adv. ahenkle

MELODIOUSNESS : English Turkish

n. ahenklilik

MELODIST : English Turkish

n. besteci