Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NNW : English Turkish

n. kuzey kuzeybatı, kuzey ve kuzeybatı arasındaki pusula yönü

NO : English Turkish

n. hayır, ret, aleyhte oy, numara, red

NO : English Turkish

adj. hiç, hiçbir, artık değil, yasak, gereksiz

NO : English Turkish

art. yok, hayır, değil

NO : English Turkish

interj. deme, olmaz, hayır

NO ACCESS TO CAR DECKS : English Turkish

araba güvertesine giriş yasak

NO ACCOUNT : English Turkish

önemsiz, değersiz, geçersiz

NO ADD-ONS : English Turkish

ilavesiz, katkısız, ekstra ücret ödemeden

NO ADMIT : English Turkish

girilmez

NO ADMIT EXCEPT ON BUSINESS : English Turkish

işi olmayan giremez

NO ADMITTANCE : English Turkish

girilmez

NO ADMITTANCE ACCEPT ON BUSINESS : English Turkish

işi olmayan giremez

NO ANSWER : English Turkish

yanıt yok, karşılık yok, cevap yok

NO BASIS FOR COMPARISON : English Turkish

ortak hiçbir şey yok, hiçbir şekilde karşılaştırılamaz

NO BID : English Turkish

interj. pas

NO BIG DEAL : English Turkish

hiç önemi olmayan şey, önemsiz şey

NO BROKERS : English Turkish

komisyoncu olmadan, acentesiz, aracı olmadan, aracı kuruluş olmadan

NO CAMPING : English Turkish

kamp yapılmaz

NO CAN DO : English Turkish

interj. olamaz

NO CASUALTIES WERE REPORTED : English Turkish

olayda yaralanan olmadı, yaralı olduğu bildirilmedi, yaralı insanlar olduğu duyurulmadı

NO CHANCE : English Turkish

mümkün değil, olamaz

NO CHANGE : English Turkish

n. aynı, değişiklik yok

NO CHARGE : English Turkish

adj. bedava, masrafsız

NO CHICKEN FEED : English Turkish

yetmez para, iş görmez para

NO CLASS : English Turkish

adj. bayağı, aşağılık, adi