English Turkish
AUTO : English Turkish
v. otomobille gezmek, araba ile gezmek
AUTO : English Turkish
n. otomobil, oto, araba
AUTO : English Turkish
pref. kendi kendine, kendi, oto
AUTO AIMING : English Turkish
otomatik hedefleme, hedefi otomatik belirleme
AUTO ANSWER : English Turkish
otomatik cevaplama, modemin gelen aramaları otomatik olarak cevapladığı durum
AUTO DA FE : English Turkish
ateşe atma cezası (engizisyon), yakma (kitap)
AUTO DENTIST : English Turkish
Oto Çökmecisi; otomobillerde çökmeleri ve dolu ve benzeri küçük nedenlerle oluşmuş ufak hasarları tamir eden kimse; "dentist (çökmeci)" (çökmeleri tamir eden kimse)
AUTO DIAL : English Turkish
otomatik arama (telefonda)
AUTO GRAVEYARD : English Turkish
n. araba mezarlığı
AUTO OP : English Turkish
n. otomatik operatör, bir IRC kanalına girişte otomatik olarak alınan operatör durumu, AOP (İnternet)
AUTO PILOT : English Turkish
oto pilot, otomatik pilot, uçuş halindeyken uçağın denetimini sağlayan otomatik kontrol sistemi
AUTO SHOW : English Turkish
n. oto şov, oto gösterisi, motor şov, imalatçıların mevcut otomobil modellerini ve konsept arabalarını sergiledikleri fuar
AUTO TRAINING : English Turkish
kendi kendini yetiştirme
AUTO TRANSFER : English Turkish
oto transfer, otomatik transfer, otomatik olarak gerçekleştirilen transfer
AUTO-ANTONYM : English Turkish
n. örneğin "dust (toz almak)" ve "dust (toz serpmek)" gibi iki karşıt anlamı olan kelime
AUTO-EMANCIPATION : English Turkish
oto kurtarma, otomatik kurtarma, otomatik serbest bırakma, kendini özgürleştirme, kendini bağımlılıktan veya baskıdan kurtarma, eşit vatandaşlık haklarını elde etme
AUTO-FREE ZONE : English Turkish
n. araç trafiğine kapalı bölge, araçların giremediği alan, yaya bölgesi, bir şehirde araç girişinin yasak olduğu bölge
AUTO-INTOXICATION : English Turkish
oto zehirlenme, otomatik zehirlenme, iç zehirlenme, vücutta oluşan zehirle zehirlenme
AUTO-REVERSE : English Turkish
otomatik çevirme, ilk taraf bittiğinde kasetin diğer tarafını otomatik olarak çalma özelliği (kasetçalarda)
AUTOAGRESSION : English Turkish
n. otoagresyon, oto saldırı, bilerek ve isteyerek yaralama, kasten kendine zarar verme (Tıp)
AUTOANTONYM : English Turkish
n. örneğin "dust (toz almak)" ve "dust (toz serpmek)" veya "cleave (ayırmak)" ve "cleave (birleştirmek)" gibi iki karşıt anlamı olan kelime
AUTOBAHN : English Turkish
n. otoban
AUTOBIOGRAPHER : English Turkish
n. otobiyografisini yazan kimse
AUTOBIOGRAPHIC : English Turkish
adj. otobiyografik
AUTOBIOGRAPHICAL : English Turkish
adj. otobiyografik, otobiyografi (bir kimsenin kendisi tarafından yazışan hayat hikâyesi) ile ilgili, otobiyografiye özgü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani