English Turkish
QUICKEN : English Turkish
n. mali ve hesap yönetimi ve vergi raporları hazırlamak için geliştirilmiş bir program (küçük veya büyük işletmelere yönelik)
QUICKEN : English Turkish
v. çabuklaştırmak, hızlandırmak, hareketlendirmek, canlandırmak, hayata döndürmek, uyandırmak, neşelendirmek, hızlanmak, canlanmak, neşelenmek, hayat bulmak
QUICKEN ONE'S PACE : English Turkish
v. adımlarını hızlandırmak, pergelleri açmak
QUICKER : English Turkish
interj. hızlan
QUICKIE : English Turkish
n. şipşak, çabuk yapılan şey, çabucak yapılan şey, bir dikişte içilen içki, kısa süren seks, kısa metrajlı film, hafifmeşrep kadın
QUICKLIME : English Turkish
n. sönmemiş kireç, kalsiyum oksit
QUICKLY : English Turkish
adv. çabuk, çabucak, hızla, tez, şipşak
QUICKMATCH : English Turkish
n. kükürtlü fitil, çabuk ateşleme fitili
QUICKNESS : English Turkish
n. çabukluk, hız, hızlı olma, sürat, tez canlılık, çabuk parlama, kolay sinirlenme, keskinlik, hassaslık, canlılık, zindelik
QUICKSAND : English Turkish
n. bataklık, kayan kum, hareketli kum, bataklık kumu, batak, çıkmaz
QUICKSET : English Turkish
n. çit çalısı, akdiken, çalıdan çit
QUICKSILVER : English Turkish
n. civa
QUICKSTEP : English Turkish
n. hızlı adım, hızlı yürüme, hareketli dans
QUICKTIME : English Turkish
n. çoğu multimedya vasıtalarının (metin, ses, animasyon gibi) bir dosya içerisinde birleştirilmesine ve bilgisayarda görüntülenebilmesine imkan veren Apple Bilgisayarları tarafından geliştirilen teknoloji
QUID : English Turkish
n. çiğneme tütünü, çiğnenen şey, sterlin, pound
QUID PRO QUO : English Turkish
karşılık, bedel, ödün, taviz
QUIDDITY : English Turkish
n. öz, esas, özellik, önemsiz konu, safsata
QUIDI VIDI : English Turkish
n. Newfoundland eyaletinde (Kanada) Aziz John banliyösü
QUIDNUNC : English Turkish
n. meraklı, meraklı taze
QUIESCENCE : English Turkish
n. sükunet, sessizlik, pasiflik, kafa dinleme
QUIESCENT : English Turkish
adj. sessiz, sakin, hareketsiz, pasif, durgun, uyuşuk
QUIET : English Turkish
n. sessizlik, sükunet, huzur, dinginlik, hareketsizlik, asayiş, dinme
QUIET : English Turkish
v. susturmak, sakinleştirmek, yatıştırmak, dindirmek, susmak, sakinleşmek, yatışmak
QUIET : English Turkish
adj. sessiz, gürültüsüz, sakin, durgun, huzurlu, huzur veren, dinlendirici, dingin, kuytu, gizli, uslu
QUIET CONSCIENCE : English Turkish
n. vicdan huzuru, vicdan rahatlığı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani