Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNABATING : English Turkish

adj. arasız, sürekli, devamlı, aralıksız

UNABATINGLY : English Turkish

adv. insafsızca, acımasızca, merhametsizce, durmaksızın, sıkça, sık sık

UNABBREVIATED : English Turkish

adj. kısaltılmamış

UNABLE : English Turkish

adj. elinden gelmez, yapamıyacak durumda, gücü yetmez, aciz

UNABLE TO : English Turkish

yapamamak, edememek, gücü yetmemek, yeterli olmamak, yapabileceklerinin dışında olmak

UNABLE TO FACE : English Turkish

yüz yüze gelememek, karşı karşıya gelememek, yüzleşememek,
ile ilgilenememek,
ile yüz yüze gelememek

UNABLE TO RESPOND : English Turkish

karşılık verememek, bir tepki gösterememek

UNABLE TO WORK : English Turkish

çalışamayacak durumda

UNABOMBER : English Turkish

n. Ted Kaczynski doğum 1942, tam adı Theodore John Kaczynski), pek çok üniversiteye ve havayollarına Nisan 1996 yılında FBI tarafından yakalanıncaya kadar (Mayıs 1998'de ömür boyu hapse mahkum edildi) bombalı mektup gönderen teknoloji karşıtı kişi (1970lerin sonlarından 1990ların başlarına kadar)

UNABRIDGED : English Turkish

adj. kısaltılmamış, özetlenmemiş

UNABSOLVED : English Turkish

adj. bağışlanmayan, affedilmeyen, yükümlülükten salıverilmeyen

UNABSORBED : English Turkish

adj. emilmemiş, asimile edilmemiş, özümsenmemiş, potada eritilmemiş

UNABSORBENT : English Turkish

adj. emici olmayan, emmeyen, ıalanmayan, suyu emmeyen

UNACADEMIC : English Turkish

adj. akademik olmayan; akademik seviyede olmayan; akademik bir enstitüde veya daha yüksek öğrenimde öğrenilmemiş

UNACCELERATED : English Turkish

adj. hızlanmayan, hızlandırılmamış, sürati artırılmamış, daha hızlı yapılmamış

UNACCENTED : English Turkish

adj. vurgusuz

UNACCENTUATED : English Turkish

adj. üzerinde durulmayan, vurgulanmayan, tonlanmayan

UNACCEPTABILITY : English Turkish

n. kabul edilemezlik, uygun görülmeme, kabul edilmesi imkansız olma durumu

UNACCEPTABLE : English Turkish

adj. kabul edilemez, çekilmez

UNACCEPTABLY : English Turkish

adv. kabul edilemez bir tarzda, tatmin edici olmayan bir tarzda

UNACCEPTANCE : English Turkish

n. kabul etmeme, reddetme, kabul etmeyi reddetme, ret, inkar, tekzip

UNACCEPTED : English Turkish

adj. kabul edilmeyen, reddedilen

UNACCESSIBLE : English Turkish

adj. ulaşılamaz, erişilemez

UNACCIDENTAL : English Turkish

adj. kazara olmayan, şans eseri olmayan, amaçlı, maksatlı, kasıtlı

UNACCLAIMED : English Turkish

adj. alkışlanmayan, övgü/methiye almayan