Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNFELT : English Turkish

adj. hissedilmemiş, algılanmamış

UNFEMININE : English Turkish

adj. kadınsı olmayan, feminen olmayan

UNFENCED : English Turkish

adj. çitle çevrilmemiş

UNFERMENTED : English Turkish

adj. mayalanmamış, mayasız

UNFERTILE : English Turkish

adj. bereketsiz, verimsiz

UNFERTILISED : English Turkish

adj. döllenmemiş, aşılanmamış (ayrıca unfertilized)

UNFERTILIZED : English Turkish

adj. döllenmemiş, aşılanmamış (ayrıca unfertilised)

UNFESTIVE : English Turkish

adj. şenlikli olmayan

UNFETTER : English Turkish

v. serbest bıraktırmak, kurtarmak

UNFETTERED : English Turkish

adj. serbest, özgür, dizginsiz

UNFILIAL : English Turkish

adj. evlâda yakışmaz, saygısız (evlât)

UNFILLED : English Turkish

adj. doldurulmamış, tamamlanmamış, yerine getirilmemiş

UNFILTERED : English Turkish

adj. filtrelenmemiş, süzülmemiş

UNFILTERED CIGARETTE : English Turkish

n. filtresiz sigara

UNFINDABLE : English Turkish

adj. kurulamaz, konumlanamaz, kurulabilir olmayan

UNFINISHED : English Turkish

adj. bitmemiş, yarım kalmış, tamamlanmamış, cilasız, kaba, işlenmemiş

UNFINISHED BUSINESS : English Turkish

itmemiş iş, bitirilmemiş iş, açık iş, henüz bitirilmemiş iş, açık bırakılmış şey, bir kimsenin geçmişinden hayaletler

UNFINISHED WORK : English Turkish

itirilmemiş iş, henüz tamamlanmamış çalışma

UNFIT : English Turkish

v. yetersiz yapmak, işe yaramaz hale getirmek

UNFIT : English Turkish

adj. uygun olmayan, elverişsiz, yetersiz, işe yaramaz

UNFIT FOR HABITATION : English Turkish

adj. yerleşime uygun olmayan

UNFIT FOR SERVICE : English Turkish

hizmete uygun değil

UNFITLY : English Turkish

adv. uygun olmayan bir şekilde, elverişsiz ve uyumsuz bir şekilde

UNFITNESS : English Turkish

n. uygunsuzluk, uygun olmama durumu

UNFITTED : English Turkish

adj. uymamış, uydurulmamış, oturmamış, yakışmamış