English Turkish
UNIONIST : English Turkish
n. birlikçi, sendika yanlısı
UNIONIST : English Turkish
n. ticaret sendikası üyesi, ticari birlik üyesi
UNIONISTIC : English Turkish
adj. ticari birliklere ilişkin
UNIONIZATION : English Turkish
n. bir sendika şeklinde örgütlenme durumu (ayrıca unionisation)
UNIONIZE : English Turkish
v. birlik yapmak, sendikalaşmak, birlik olmak
UNIP : English Turkish
irleşik milli bağımsızlık partisi, 1950lerde teşkil edilen ve 1964'te Zambia'nın bağımsızlığını kazanmasını takiben baskın bir siyasi parti haline gelen militan milliyetçi siyasi grup
UNIPARA : English Turkish
n. bir kez doğurmuş kadın
UNIPARENTAL : English Turkish
adj. evlenmemiş ebeveynle alakalı
UNIPAROUS : English Turkish
adj. tek doğuran, tek eksenli [bot.]
UNIPOLAR : English Turkish
adj. tek kutuplu, tek uzantılı (hücre)
UNIPOLARITY : English Turkish
n. tek bir manyetik kutbu olması durumu
UNIPOTENT : English Turkish
adj. tek tip hücre veya doku şeklinde gelişen (Biyoloji)
UNIPOTENTIAL : English Turkish
adj. dolaylı ısıyla (Elektronik)
UNIQUE : English Turkish
n. eşsiz şey, nadir şey
UNIQUE : English Turkish
adj. tek, benzersiz, biricik, rakipsiz, yegâne, eşsiz, mükemmel, bir değerli [mat.], özgün
UNIQUE IDENTIFICATION NUMBER : English Turkish
eşsiz kimlik tanımlama numarası, ICQ programında her bir kullanıcıya verilen sayı (İnternet)
UNIQUE OPPORTUNITY : English Turkish
eşsiz fırsat, özel fırsat, hayatta bir kere başına gelebilen şans
UNIQUE THING : English Turkish
n. benzersiz şey
UNIQUELY : English Turkish
adv. eşsiz bir şekilde; biricik bir şekilde; istisnai bir şekilde
UNIQUENESS : English Turkish
n. eşsizlik, tek olma, benzersizlik
UNIRONED : English Turkish
adj. bir demirle kırışıklıkları giderilmemiş olan
UNIRRIGATED : English Turkish
adj. sulanmamış, sulanmayan
UNIRRIGATED CROPS : English Turkish
sulanmayan ekinler, suya ihtiyaç duymayan bitkiler, ihtiyacı olan tüm suyu doğal kaynaklardan alan bitkiler
UNIRRIGATED LAND : English Turkish
sulanmayan toprak, suya ihtiyaç duymayan toprak, ihtiyacı olan tüm suyu doğal kaynaklardan alan toprak
UNISEPTATE : English Turkish
adj. bir bölmesi olan, bir bölümü olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani