Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNIVERSAL : English Turkish

n. genel olgu, genel veri, evrensel düşünce

UNIVERSAL : English Turkish

adj. evrensel, kapsamlı, geniş kapsamlı, çok amaçlı, üniversal

UNIVERSAL ASYNCHRONOUS RECEIVER TRANSMITTER : English Turkish

Evrensel Asenkron Alıcı Vericisi, bilgiyi seri bir akıma dönüştüren akım ve seri portlarda kullanılır, UART

UNIVERSAL BANK : English Turkish

evrensel banka, müşterilerine çeşitli finansal hizmetler sağlayan banka

UNIVERSAL COVERAGE : English Turkish

evrensel sigorta kapsamı, tüm vatandaşlar veya oturanlar için sigorta kapsamı (öz. sağlık sigortası)

UNIVERSAL DATA ACCESS : English Turkish

Evrensel Veri Erişimi, (Microsoft tarafından geliştirilen) farklı tipteki veritabanlarına hızlı erişime olanak sağlayan evrensel standart

UNIVERSAL FAME : English Turkish

evrensel şöhret, şeref pozisyonu, dünya çapında tanınırlık

UNIVERSAL GRAMMAR : English Turkish

n. evrensel gramer, doğal dilleri şekillendirdiğine inanılan grametik kurallar ve kısıtlamalar

UNIVERSAL HOUSE OF JUSTICE : English Turkish

evrensel adalet sarayı, Bahai Dini Yönetici Konseyi (seçilen liderlerden oluşur)

UNIVERSAL MILITARY TRAINING : English Turkish

n. UMT, evrensel askeri eğitim, bir ülkenin aktif ve yedek askeri görevlerde hizmet etmesi için kalifiye vatandaşlar gerektiren eğitimli askeri gücünü idame ettirdiği program

UNIVERSAL POSTAL UNION : English Turkish

n. evrensel posta birliği, UPU, Uluslararası posta hizmetlerini yöneten ve denetleyen (eski adı "Genel Posta Birliği"), 1875 yılında İsviçre'de teşkil edilen BM'e ait ihtisaslamış uluslararası kuruluş

UNIVERSAL PRODUCT CODE : English Turkish

evrensel ürün kodu, barkod etiket, elektronik olarak taranabilen ürün paketleri üzerine yazılı çubuk şeklinde kod (ürün adını ve fiyat bilgisini içerir), UPC

UNIVERSAL RESOURCE IDENTIFIER : English Turkish

n. URI, Evrensel Kaynak Tanımlayıcı, İnternette kaynak tipini tanımlayan ve konumlandıran karakter dizisi (programlar, metin, resimler, ses ve video)

UNIVERSAL SERIAL BUS : English Turkish

USB, bir bilgisayar ile çevresel cihazlar arasında bağlantı yapan arayüz (örneğin klavye, oyun kontrolörleri, telefon, yazıcı vb.)

UNIVERSAL STUDIOS : English Turkish

n. Universal Stüdyoları, Universal City'de 100 Universal City Plaza Drive adresinde konuşlu büyük Amerikan sinema stüdyosu (L.A., Kaliforniya)

UNIVERSAL SUFFRAGE : English Turkish

genel seçim hakkı

UNIVERSAL TIME : English Turkish

n. evrensel saat, Greenwich Esas Zamanı

UNIVERSAL TIME COORDINATED : English Turkish

evrensel zaman koordinatı, UTC, Dünyanın her yerinde atomik saate dayalı yeknesak zaman hesaplamasına ilişkin esas (GMT'den daha modern ve kesindir)

UNIVERSALISE : English Turkish

v. evrenselleştirmek; genelleştirmek, genele yaymak (tüm insanlar veya durumlar için uygun olan bir fikir, teori veya teklif gibi (ayrıca universalize)

UNIVERSALISM : English Turkish

n. tüm insanların affedileceği doktrini

UNIVERSALIST : English Turkish

n. evrenselci, Evrenselciliğin destekçisi

UNIVERSALITY : English Turkish

n. genellik, yaygınlık

UNIVERSALIZATION : English Turkish

n. birşeyi evrensel yapma işlemi, bir şeye evrensel nitelikler verme eylemi

UNIVERSALIZE : English Turkish

v. evrenselleştirmek, yaygınlaştırmak, genelleştirmek

UNIVERSALLY : English Turkish

adv. geniş kapsamlı bir şekilde, genel olarak, genellikle, çoğunlukla