English Turkish
WET GOODS : English Turkish
sıvı ürünler, ıslak ürünler, sulu ürünler, akışkan ticari mallar; alkollü içecekler
WET HIS PANTS : English Turkish
altını ıslattı, altına kaçırdı, altına işedi, idrarını kaçırdı, çişini tutamadı
WET LOOK : English Turkish
ıslak görünüm, vücut veya saçın ıslak görüntüsü
WET NELLIE : English Turkish
iradesiz, kimse, aptal kimse, geri zekâlı kimse (Aşağılayıcı Argo); bayat ve kutu ekmekle yapılan Liverpool'a özgü tatlı bir yemek
WET NURSE : English Turkish
süt anne, sütnine
WET ONE'S WHISTLE : English Turkish
oğazını ıslatmak, içki içmek
WET PACK : English Turkish
n. ateşi düşürmek için ıslak bezle sarma, ıslak bez [tıp.]
WET PAINT : English Turkish
ıslak boya, kurumamış boya
WET PLATE PROCESS : English Turkish
ıslak tabak işlemi, ıslak kolodyum işlemi, yaş kolodyum işlemi, kullanımdan önce iyotlanmış kolodyumla kaplı cam bir tabağın gümüş nitrat solüsyonuna batırıldığı ilk fotoğraflama işlemi
WET SAUNA : English Turkish
ıslak sauna, sulu sauna, buharlı sauna, içinde buhar bulunan sıcak sauna
WET STEAM : English Turkish
n. ıslak buhar, sulu buhar, yaş buhar, alçak basınç altında olan ve küçük su damlacıkları içeren buhar
WET THROUGH : English Turkish
sırılsıklam, iliklerine kadar ıslanmış
WET THROUGH AND THROUGH : English Turkish
tamamen ıslak, baştan aşağı yaş, ıslatılmış, sulandırılmış, suya doyurulmuş
WET THROUGHLY : English Turkish
tamamen ıslak, baştan aşağı yaş, derinlemesine ıslak
WET TO THE SKIN : English Turkish
iliklerine kadar ıslanmış
WETBACK : English Turkish
n. kaçak meksikalı göçmen [amer.]
WETBLANKET : English Turkish
n. mızıkçı, oyunbozan, kuruntu ve üzüntüye neden olan, mutlu bir ortamı bozan kimse, keyif kaçıran, eğlence bozan
WETHER : English Turkish
n. kısırlaştırılmış koç, iğdiş edilmiş koç
WETLAND : English Turkish
n. sulak arazi, bataklık arazi, sulu toprak, sulu torağı olan alan (bataklık gibi)
WETLY : English Turkish
adv. ıslak bir şekilde, yaş bir şekilde, sulandırılmış bir şekilde; sululuk ile
WETNESS : English Turkish
n. ıslaklık, rutubet, nem
WETPROOF : English Turkish
adj. nemlenmez, neme karşı dayanıklı, ıslanmaz, suya karşı dayanıklı, su geçirmez
WETSUIT : English Turkish
n. bir dalış giysisi, su sporlarına katılırken vücudu sıcak tutmak için giyilen dar kauçuk giyecek
WETTER : English Turkish
n. ıslatıcı, ıslatan (örneğin yatak ıslatan), ıslaklaştıran
WETTING : English Turkish
n. ıslatma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani